Yazan: Işık SÜKAN

 

HİKMET 21

Asi, câfi kulun geldi dergâhına. Elimi tutup yola koy “Ente’l-hadi” Kudretli kadir ağlayıp geldim kapına.
AÇIKLAMALAR:
        İsyan eden, cefa çektiren kulun dergâhına geldi. Bana hidayet, aydınlanma nasip eyle diye kudretli kâdir Rabbime ağlayarak elimi tutup yola koyması için yalvarıyorum.
        İnsanoğlu, doğayı kavramak için dokunma, görme, koklama, işitme ve tatma gibi kabaca beş duyguya sahiptir. Bunlarla önce maddeyi algılamaya çalışır. Gelecek zamanı düşünemez. Dünü ve şimdiki zamanı takdir edebilir. Deneme ve yanılma ile tecrübe ve bilgi sahibi olmaya çalışır. Bilgilerini ise bir sistem haline getirmesi her zaman mümkün olmaz. Bu şartlar içinde hayatın oradan oraya savurduğu bir kaos içindedir. Ürettiği ihtiyaçları gideremeyince beis duyar. Gelecek zamandan ise kuşku duyduğu yetmezmiş gibi korkar. Ters giden işlerini yoluna koyamayınca bunun sebeplerini araştırır. Fakat makul bir sonuç elde edemeyince çaresiz kalır. Çünkü elinde yeteri kadar tecrübe ve ilim yoktur. Bilgilerini sisteme bağlamayı akıl edecek kadar aydınlanmamıştır. Aydınlanmak İslami deyişle hidayete ermek; beyinde bulunan görme, işitme merkezleri gibi bir merkezdir. Bu merkez  çalışmadıktan sonra kişi üst beyine yani kortekse istediği kadar bilgi yüklesin yinede önüne çıkan yeni bir muammayı aydınlanmadığı için çözemez. İllaki beyinde bulunan hidayet merkezinin çalışması gerekir.
        Çok eski zamanlardan beri hidayetin varlığı ve vazgeçilmez gerekliliği biliniyordu. Her şeyde olduğu gibi hidayetin ancak bir Allah vergisi olduğuna da inanılıyordu. Cenab-ı Allah’ın mübarek isimlerinden El-Hâdi = Hidayet veren idi. Ancak milenyumda beynin hidayet merkezi keşfedildi. Bu merkezin ne zaman çalışacağı veya çalışmayacağını her zaman olduğu gibi yine Allah biliyor.
        Cahil, bir türlü işlerini yoluna koyamayan ve o yüzden hem kendine hem etrafındakilere eziyet çektiren, kendini dertlerden kurtulmanın yolunu bilemeyen aşk sahibi bir kulcağızın (Hoca Ahmet Yesevi burada bu tip kişileri büyük bir tevazu ile temsil ediyor) samimiyetle girdiği dar boğazdan ancak aydınlanma ile çıkabileceğini idrak ettiği için Tanrı’ya Ente-l Hâdi diye yakararak doğru yola sevk edilmesini ve aydınlanmasını diliyor. Bütün müşkillerin ancak bu yolla halledilebileceğini seziyor.

*

Geceleri tan atana yatmak işim. Seherde kalkıp dua etmedi dumanlı başım. Pişmanlıkta akar mı ki gözde yaşım. Elimi tutup yola koy “Ente’l-hadi”.
AÇIKLAMALAR:
        Aydınlanmanın yani hidayete ermenin yolu, geceleri tan atana kadar Allah’ı tespih ve tehlil ile ve O’nu zikretmekle çalışmaktan geçer. Böyle yapmak yerine uykuya dalıp sabaha kadar uyuyan kişilere aydınlanma nasip olmadığı için kişiye ancak pişmanlık düşer. Pişman olmak da aydınlanmanın ilk adımı olduğundan nadim olan nefis yüzünden insanın gözyaşları durmaz akar. O pişmanlıkla Hoca, elimi tutup beni doğru yola koy diye hidayet veren Hakk’a, Ente-l Hâdi diye yalvarıyor.
        Cenab-ı Allah hidayet vereceği zamanları kutsal zamanlar olarak Esra suresinin ilgili ayetlerinde açıklamıştır. Kutsal zamanların içinde en kutsal olan vakit gece saat 0-1.30’dan imsak saatine kadar olan vakittir. Bu esnada samimiyetle Rabbini O’na izzet vererek sevgi ve inanışla O’nu zikrederek yad eden kullarının dualarını Rahman ve Rahim olan Allah kabul eder.

*

Yolsuz yola girdim dostlar halim harap. Halktan sorsan hiç kimse vermez bana cevap. Halik’imsin yol göster bana yüce yaradan. Elimi tutup yola koy “Ente’l-hadi”.
AÇIKLAMALAR:
        Burada cehalet karanlığında korku içinde bir kaostaymış gibi savrulan ve ne yapacağını bilmeyerek dostlarına durumunu şikayet eden Hoca; halktan sorulsa onlardan da hiçbir yardım gelmeyeceğini bilerek kendini yaratan HALİK’e dönüyor. Ancak O’nun yol gösterebileceğini bilerek, aydınlanmayı “Ente-l Hâdi”’den diliyor. 

*

Utanarak korkup geldim günahımdan. Zatı yüce bağışlayan Allah’ımdan  nida geldi. Ümitsiz bırakmayıp dergâhımdan. Elimi tutup yola koy “Ente’l-Hadi”.
AÇIKLAMALAR:
        Çaresizlik içinde kalarak nefsi emmâre yüzünden yani yalnız kendini ve kendi menfaatlerini düşünerek başkalarını hiçe saymak yüzünden bilerek veya bilmeyerek bir yığın günah işleyen fakat daha sonra bütün bunlardan utanıp korkarak pişman olan (nefsi levvâme = pişman olan nefis) Hoca, zatı yüce, merhametli ve bağışlayıcı Allah’tan; doğru yola girebilmek için aydınlanmayı, “Ente-l Hâdi” diyerek yakarıyor.

*

 Ağlayıp geldim hazretine ey sultanım. Sarıp geldi karanlık, çık mahım. Sultanımsın BİR VE VAR’ım. Tek yegâhım. Kolumu tutup yola koy Ente’l Hadi.
AÇIKLAMALAR:
        Cenab-ı Allah Rahimdir. Güzel isimlerinin en başında gelen Rahim esması aynı zamanda bir ismi azam olan Besmele’nin temel yapısıdır. O yüzden Allah ağlayanlara çok acır. Ve onların acılarına mutlaka çözüm getirir. Bunu bilen Hoca Ahmet cehaletin karanlığından kurtularak problemlerinin çözümünün ancak idrak edilmiş ilmin aydınlığında hal olabileceğini sezdiği için dinimizin en büyük öğretmeni olan peygamberimizin yardımını talep ediyor. (“Çık mahım” dediğine göre mah=ay sembol olarak peygamberimizi temsil eder. Çünkü Resulullah SAV. Dört yaşında bir çocukken parmağını kaldırdığı anda ay ikiye bölünmüştü. Bu mucize yüzünden AY peygamberimizin simgesi olmuştur.) Hoca yardım talep ederken “BİR VE VAR’ım. Tek yegâhım.” demekle tevhidin sırrını açıkça ifade ediyor (yegah=bir, birler) (Ay doğarken başlar saltanatı, sultan-ı yegahın= peygamberimizin mucizesi ile birlik ve beraberliğin sultanı olan Hz. Muhammed SAV’nin saltanatı başlar. Sultan-ı yegah şiirinin yazarı Atilla İlhan)
        Bu suretle Hidayet veren (HADİ esma-i hüsna’dan) Hakk’dan Hoca doğru yola iletilmesini istiyor.

*

Baştan ayağa oldu günah. Nereye gideyim. Yolunu yitiren köpek gibi olup kimden sorayım. Bu hal ile didarını nereden göreyim. Kolum tutup yola koy “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        Baştan aşağı günahlar içinde kalan kişinin yolunu kaybettiği açıktır. Bu hale düşen bir kişinin herhangi birinden yol sorup öğrenmesi mümkün değildir. O yüzden Hoca hidayet veren dolayısıyla yola koyan Rab’binin Hadi isminden medet umarak O’na yakarıyor.

*

Ben bekitsem el-ayak cümle günah. Rahmet edip sen affetmesen halim perişan. Şermen demem derman demem. Çoktur günah. Kolum tutup yola koy “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        Hoca, ellerini ayaklarını incittiğinde, hem elleriyle hem ayaklarıyla tamamıyla günah işlediğini biliyor. Eğer Cenab-ı Hakk affetmese halinin çok perişan olacağını biliyor. Haya etmeden derman istemeden günahlarının çokluğu yüzünden vazgeçmiş. Ancak Hidayet vererek yolunu aydınlatacak Tanrı’nın Hadi isminden medet umuyor.

*

Günah derdi bimar kıldı tabibimsin. Mahbubumsun,  dermanımsın, habibimsin. Yolda kaldım halim soran refikimsin. Kolum tutup yola koy “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        İşlediğim günahların derdi beni hasta etti. Sen benim doktorumsun, sevgilimsin, dertlerimin dermanısın, sevgilimsin. Yolda kaldım halimi soran arkadaşımsın. Kolumu tutup beni yola ancak senin hidayet veren gücün “Ente’l-Hâdi”.

*

Fasık, facir rahmetinden ümitsiz değil. Sen’den başka hiç kimse beni yola koymaz. Lütfetmesen müşkillerim kolay olmaz. Elimi yola koy Ente’l-Hâdi.

*

Hiç kimse yok yerde gökte Sen’sin kadir. Şüphem yoktur bu sözümde özün şahit. Hem yeksin hem yegânesin şüphesiz hazır. Kolum tutup yola sal “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        Yerde gökte kudret ve kuvvet sahibi olan sensin kadir Allah’ım. Bu sözümün doğruluğunda ve hakikatinde hiç şüphem yoktur. Bütün mevcudiyetimle inancımla özünün şahidiyim. Sen hem birsin hem yegânesin. Yani senden başka biri yok ve her zaman hazır ve nazırsın. Kolumu tutup beni yola salacak olan, senin hidayet veren gücündür Ente’l-Hâdi.

*

Ben yolunda baş vermedim kadir hüdâ. Baş ne olsun garip canım yüz bin feda. Dert hem özün, derman özün lütfun deva. Kolum tutup yola sal “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        Hidayet verme kudretine sahip olan yaradan; ben yolunda baş vermedim. (öğrenmenin fazları; 1- Farkına varmak, 2- Araştırmak, 3-Öğrenmek, 4- Bilmek, 5-İdrak etmek, 6-Hayata geçirmek olduğuna göre idrak etmenin mümkün olabilmesi için beyinde bununla ilgili olan merkezin çalışması gerekir. Eğer bu merkez çalışmazsa kişi ne kadar çok şeyi bilirse bilsin idrak edemez. Bildikleriyle ihticac edemez. Bu merkezin çalışması ise Cenab-ı Hakk’ın hidayet verme gücü olan Hüda’ya bağlıdır.) Hoca hidayet için baş vermemiş. Çünkü o zaman şehit olurdu ama hidayete eremezdi. Baş yerine garip canını yüz bin defa fedaya hazır olduğunu ifade ediyor. Hakk’ın özünün hem dert hem de derman olduğunu, lütfunun dahi deva yani ilaç olduğunu beyan ederken kendisinin Ente’l-Hadi tarafından doğru yola iletilmesini istiyor.

*

Can ve iman gazadır senin zevkin. Canım verip satın alayım senin aşkını. Mahşer günü şefaatçi olsun senin şevkin. Kolum tutup yola koy “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        Hoca, Yaradanın can ile iman ile yapılan gazadan zevk aldığını söylüyor. Gerçekten gaza yapmak için, Hakk yoluna can verecek kadar güçlü bir iman sahibi olmak lazımdır. Ancak, hidayete eren kişilerin güçlü bir imanı olabilir. Hidayete ermemiş bir kişinin imanı pamuk ipliğinden daha çürüktür. Canla başla gaza edenler canlarını vererek Hakk aşkına layık olmaya çalışırlar. Bu gaza heyecanı yüzüm suyu hürmetine mahşer günü Hakk’ın şefaatine nail olunacağını bilen Hoca yola koyulmak için Ente’l-Hadi’den yardım bekliyor.

*

“Kul Huvallah Sübhan Allah” din kamçısı. Oruç, namaz, tespih, tehlil Hakk elçisi. Pir-i Mugan taliplerin yol başçısı. Kolum tutup yola sal “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        Onlara söyle ki alıp verdiğin nefes yani HU (vallahi: Allah’ın yeminidir.) O’dur. (Süphan Allah: Tenzih edilen Allah demektir.) Yani; “Onlara söyle Allah’ı tenzih ederek alınıp verilen nefes” dinin kamçısıdır. Oruç, namaz, tespih, tehlil (kelimeyi tevhid üzerinde tefekkür) Cenab-ı Hakk’ın elçisi yani Hz. Muhammed Mustafa; yola talip olanların yol başçısı. Benim de kolumu tutup yola sal Ente’l-Hadi.

*

“Ente’l Hâdi Ente’l Hakk”ı zikrini desem. Hadi olsa idin eğri yoldan doğruya dönsem. Hu zikrini dile alıp na’ra  çeksem. Kolum tutup yola sal “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        Ente’l Hâdi Ente’l Hakk zikrine devam edenler, eğri yoldan doğru yola dönerler. Hu zikrine devam edenlerin Hakk’a yakınlığı artar. Bunu bilen Hoca hidayetinin artması için Ente’l Hadi’den yardım istemeye devam ediyor.

*

“Ente’l Hadi Ente’l Hakk”ı zikri kavi. Piri mugan sözlerinden alsa fetva. Batınları aydınlanıp olur güzel. Kolum tutup yola sal “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        (Ente’l Hadi Ente’l Hakk)’ın zikri çok kuvvetlidir. Efendimiz Hz. Muhammed SAV. yani piri mugan’ın hadisi şeriflerini anlamak bu zikirle çok daha kolaydır. Böylece derin manalara vakıf olmak ve aydınlanmak söz konusu olur. O yüzden hidayetinin artması için Ente’l Hadi’den yardım umuyorum demiş Hoca.

*

Kul hace Ahmet rahmetinden ümit tutayım. Hacem “Benim kulum” dese şükrünü edeyim. Kulum demeyip yüz çevirse nasıl diyeyim. Kolum
tutup yola koy “Ente’l- Hâdi”.
AÇIKLAMALAR:
        De ki; sahibim efendim Ahmet’in rahmetinden ümit ediyorum. Sahibim “benim kulum” dese şükrünü edeyim. Kulum demeyip yüz çevirse bir şey diyemem. Kolumu tutup yola koy “Ente’l Hadi”.

   
     
1
HOCA AHMED YESEVİ
DİVAN-I HİKMET
1

© 2005 Işık Sükan - Her Hakkı Saklıdır. İzin almadan çoğaltılamaz ve kopyalanamaz.
Bu site bir Bora Döken tasarımıdır.