-Pirim
Hz. Mevlana'ya ithaf olarak yazan ve hazırlayan
Işık Sükan-
Üçüncü Bölüm
B) Kur'an
Hakk'ın Müminlere Verdiği Sözleri Bize Nakleder.
C) Kıyamet
Hakkında
D)
Teslimiyet Tevekkül Nedir? Nasıl Anlaşılmalıdır?
E) Ecel
Hakkında
F) Abdülkadir Geylani Hz'den
bazı öğütler
1. Cenabı Allanın Melekutu,
yani ezel ebed yarattığı melai-keleri kime yardım,
imdat eder, kim için çalışırlar.
C. Hakkın engin zenginlik ve kudretinin karşısında,
kendi malları ne kadar çok olsa bile, kendisinin
maddi ve manevi açıdan ne kadar fakir olduğunu
idrak edenlere ve kurtuluş için eziyet çekenlere.
Hz. Muhammed SAV. "Ben fakirliği
seçtim" dedi. Bu sözün manası, "Ben
yoksulluğu seçtim, sürünmeyi seçtim "değildir.
"Ben Hakkın yanında onun sonsuz hazineleri
yanında ne kadar fakir olduğumu anladım ve bu
anlayışı hiç unutmama ahlakını seçtim" demektir.
Hak size bol rızık verdiyse helalinden yiyin için,
fiyaka satmayı aklınıza getirmeden, temiz pak
giyinin. Çünkü Cenabı Allah verdiği nimeti üzerinizde
görmek ister. Çalışın, kazanın, iyi yaşayın ve
bu öğüdü doğru anlayın. Bir lokma bir hırka diye
tembel oturursanız gazabı üzerinize (dünya ve
ahiret) çekmiş olursunuz.
2. Hak kimleri TESELLİ edecektir?
C. Yaslı olanlar teselli edilecektir.
3. Dünyayı, yeryüzünün zenginliklerini
kimler miras alacaktır?
C. Halim olanlar, çevrelerindeki kişilere yumuşak
ve uyumlu
davranan şükür ve hamd etmesini bilenler lütuf
olarak dünya nimetlerine mirasçı olacaklardır.
4. Kimler doyurulucaktır?
C. Kurtuluşu arayanlar bunun için çalışanlar doyurulacaktır.
5. Kimler Cenabı Allah katında
merhamet bulacaktır?
C. Başkalarına ve yaratılmışa merhamet edenler.
6. Kimler Cenabı Allah’ı
görme saadetine kavuşacak?
C. Yüreklerinde bir nebze dahi olsun kim ve nefret
barındırmayan, temiz kalpli, iman ehli buna layık
görülecektir.
7. Allah CC. Kimi kul olarak,
kabul edecektir?
C. Cenabı Hakk’ın kulluğuna kabul ettiği müminler
kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın evliya
olur. Bunlar ihtilafa düşenleri barıştıran ve
sulh sükunu sağlamaya çalışan müminler olacaktır.
8. Cenabı Allah, insanlar
arasından kimleri büyük kabul edecektir.
C. Cenabı Allah’ın “YAPIN!” , “YAPMAYIN!” diye
insanlara bildirdiği kanunları ve iyi ahlak kurallarını
koruyup başkalarına öğretmeye çalışan alimleri
BÜYÜK kabul edecektir. Kıyamete kadar bütün insanlar,
Hakkın BÜYÜK kabul ettiği insanlara hürmet ettirilecektir.
Şunu biliniz ki, kıyamete kadar C. Allah’ın koyduğu
kanunlardan bir harf bile eksilmeyecek ve hüküm
bu kanunların olacaktır.
9. Cenabı Allah indinde en
makul, en kurtarıcı ibadetleri sayınız.
1. “Kelime-i Tevhid’in bütün manalarını idrak
ederek tesbih.
2. Bilerek tam vaktinde kılınan
3. Sağlığa uygun ise oruç tutmak
4. Helal rızıktan verilen zekat
5. Helal rızıkla yapılan hac
A. Peygamberimiz Hz. Muhammed’i SAV,
ana babanızdan, evladınızdan, sevgili eşinizden
ziyade sevmiyor O’nun ahlakından haberdar olmuyorsanız,
O’nun sevdiklerini tanıyıp sevmiyor, kızdıklarını
seviyorsanız, evladına, soyuna, ailesine saygı
beslemiyorsanız O’nun ümmetinin iyiliğine dua
etmiyorsanız milyonlarca kere LA İLAHE İLLALLAH
MUHAMMEDEN RESULALLAH deseniz şahadetiniz kabul
değildir. Müslüman bile sayılmazsınız.
B. Namazları vaktinde kılmıyor, kazaya
bırakıyorsanız, hastasınız, Allah katında şifa
arayın.
C. Hasta olduğunuz halde ya da asıl
suratla oruç tutup, sağa sola çatıyorsanız, boşuna
aç kalmayın. Orucunuz asla kabul olmaz.
D. Ailenizden muhtaç kimseler varsa,
yedi mahalleye kadar muhtaç din kardeşleriniz
varsa, zahmet edip hac parası biriktirip, hacca
gitmeyin. Hacı değil acı olursunuz. Hak indinde
kabul olmaz. İlle gitmek istiyorsanız yanınıza
hiç para veya sair yeme içme tedariki almadan
ve size arkadaşlık edenlerden asla istemeden ve
istemediğiniz halde ikram edileni almadan gitmeye,
yüreğinizdeki cesaret yetiyorsa gidebilirsiniz.
Hacca her giden mertebeye nail olamaz. Öyle olsaydı
bütün turistler evliya olurdu. Hele hacca gitmeyi
caka, gösteriş vesilesi yapanlar ancak cehenneme
odun olabilir.
E. Hak indinde en makul ibadet, sabah
akşam iki vakitte bir köşeye oturarak Hakkı tesbih
tenzih ederek, O’nu tefekkür etmek olarak biliniyor.
Tefekkürü ihmal ederek, namaz kılanların namazlarının
kabul edileceği çok şüphelidir. Tabiinden Hz.
Cüneydi Bağdadi böyle buyurmuştur.
F. Yine Hak indinde, en makul ve
en mukaddes ibadetlerden biri de ÇALIŞMAKtır.
Sabah kalkar kalkmaz, “Bugün yapacağım
bütün işleri ibadet niyetiyle yapacağım” derseniz,
ev hanımı kardeşlerime söylüyorum, yıkadıkları
tuvalet, çamaşır, bulaşık ve hazırladıkları yemek
ibadetten sayılır ve 70 bin yıllık namaz sevabı
bir saatlik çalışmalarına karşı Hal tarafından
kendilerine bağışlanır. Tabii ibadet niyetiyle
yapılan çalışmalar da canla başla gayret etmek,
savsakça iş, baştan savma iş yapılmamak kaydıyla.
Demek ki, Kur'an okumak da, diğer
ibadetleri yapmak da şekilde kalırsa ehemmiyeti
yoktur. Manasına önem verilerek ve o mananın icab
ettirdiği emirlere uyulmak üzere okumak gerekiyormuş.
Onun için Kur'anın manasına aşina
olan ariflerle beraber okursanız manevi sahada
ilerlersiniz. Arifler, gördüğünüz zaman ALLAH'ı
hatırlatan kişilerdir. Onların sohbeti size hayat
bahşeder. Teselli verir. Hoş gönüllü arifler sevgisinden
başka bir şeye gönül vermezler. Aydınlanan gönül
seni kalb ehlinin semtine çeker. Aklını başına
al da bir gönül arkadaşının gönül sohbeti ile
kalbine gıda ver. Allah'ın emrine peygamberin
kavline sarıl.
- Allah ile beraber başka bir tanrı
çağırma sonra azap edilenlerden olursun. Önce
en yakın akrabanı uyar.(Şuara suresi 213-214 Ayet)
- Ey İnsanlar, Nebiyyi Ekrem, sizin
nail-i hidayet ve rehyab-ı hakikat olmanızı son
derece arzu eder. Müminlere de rauf ve rahimdir.
(Tevbe Suresi 128) Yani peygamberimiz en yüksek
mertebeyle HAK tarafından şereflendirilmiş ve
ikram edenlerin, en hayırlısı kılınmıştır. Ve
O ümmetinin sıkıntıya uğramasını asla istemez.
Hakikat yolunda hidayet bulmasını son derece arzu
eder. Müminlere çok düşkün şefkatli ve merhametlidir.
- Kafirler hoşlanmasa da Allah nurunu,
yani Din-i İslam-ı (tamamlayacaktır) itmam edecektir.
Allah, din yolunda olanlar, küçük görülürse veya
onlarla istihza edilirse söz veriyor :
Habibim seni istihzaya cür'et edenlerin hakkından
gelecek biziz. (Hicr Suresi 95 Ayet)
- Peygamberimizi veya O’nun mirasçısı
olan müminleri hor, hakir görecek veya kınayacak
kişileri HAK; SENİ TAY'İP EDENİN KENDİSİ EBTERDİR
(Kevser Suresi 3A) buyurmuştur. Ve yine :
"İstihza ve ta'yip edenlerden
her birinin vay haline. O müstehzi ki mal toplamış
ve saymış, yahud hazırlamış; topladığı kendisini
dünyada ebedi bırakacağını sanmıştı. Hayır ....
öyle değil. O da ölecek, mutlaka cehennemin HUTAME
denilen tabakasını atılacaktır. Habibim, HUTAME'nin
ne olduğunu sana bildiren nedir?
Yani HUTAME’nin ne olduğunu biliyor
musun?Allahı’ın parlak bir ateşidir ki, onun ateşi
kalplere kadar işler, o ateş onların yani aly
edenlerin müstehzilerin üstüne havale edilecektir.
(Huzume Suresi 1-9)
Hazreti Mevlana Celaleddin buyurdu
ki: “Allah’ın yaktığı bir kandili puf diye söndürmeye
kalkışanın saçı sakalı yanar. Allah bir kimsenin
ırz ve haysiyet perdesini yırtmak yani onu rezil
etmek isterse onu enbiya ve evliya hazaratının
ta’nu teşni’ine (yani kötüleme istihza ve dedikodusunda
bulunma) meylettirir. Eğer C. HAK bir kimsenin
ayıbını örtmek isterse o adam pak olanların değil
ayıplı olanların dedikodusunu bile yapmaz, ayıplamaz.
Allah bize yardım etmesini irade edince, kalbimizi
niyaz ve duaya meylettirir. Nitekim C. Allah BUYURDU:
- Ey peygamberi Ekberi kulların
sana benden sorduklarında onlara çok yakın olduğunu
söyle. Bana dua edilince dua eden kulumun duasını
kabul ederim. O halde benden icabet ve kabul talebinde
bulunsunlar ve bana iman etsinler. Dualarını red
etmeyeceğime inansınlar. Bu süretle rüşd ve Sedat
bulacaklardır. (Bakara Suresi 186 A)
- Mevlana
C. Rumi buyurdu ki:
“Bir göz Allah için ağlarsa, HAK’kın lütfu ile
birgün gözyaşı diner. Bir gönül Allah için tutuşur
ve yanarsa, O’nun faziletli ikramları ile ateşi
söner. Nihayet her ağlamanın sonu gülmektir. Binaanenelayh,
akıbeti gören, mübarek bir kuldur. Nerede akarsu
bulunursa, orada yeşillik bulunur. Gözyaşı istersen
ağlayanlara merhamet et. Merhamete nail olmak
istersen, zayıflara acı. ALLAH İÇİN AĞLAYABİLMEK
BÜYÜK BİR NİMETTİR.
“Ya Rabbi! Ağlamayan gözden ve haşyetle müteessir
olmayan kalbten sana sığınırım.” (Hadis)
- Kendinde gam ve keder görünce
istiğfar et. Çünkü gam Hak Teala’nın emri ile
tesir eder.
İnsan bazen kendinde sebepsiz bir
sıkıntı duyar. O sıkıntı, o gam ve kederli hal,
yapmış olduğu bir kabahatın acil cezasının tenbihidir.
O zaman hemen; RABBİMİZ BİZİM GÜNAHLARIMIZI BAĞIŞLA,
KÖTÜLÜKLERİMİZİ ÖRT, İYİLERLE BERABER CANIMIZI
AL. (Ali İmran 193 A)
Allah murad ederse, gamın ta kendisi
meserret (büyük sevinç) ayakbağı da mahz-ı halas
ve özgürlük olur.
- Allah’ın emri birşeyin husule
gelmesini irade edince “Ol” der, o şey derhal
mevcud eder. Lakin ey insanlar, siz onların tesbihini
anlamazsınız ( Esra 44. ayet) Hakikatten suda
husisi bir hayat ve idrak bulunmasaydı Kızıl Deniz
Hz. Musa ve ümmetiyle, Firavun ve ordusunu ayırt
edemez birine geçit verirken öbürünü boğmazdı.
Yahud; ateş de husisi bir idrak ve hayat bulunmasaydı
Allah’ın emri üzerine soğumaz ve hitabın anlamazdı
ve Hz. İbrahim’i yakardı.
- Biz de “Ey ateş, İbrahim’e serin
ve esenlik ol.” dedik. (Enbiya Suresi 69 Ayet)
Eğer rüzgârın canı Hak’ka vakıf olmasaydı Ad kavmini
ve Hud Aleyhselamın ümmetini hasıl fark ederdi.
Hud Aleyhselam müminleri etrafına bir çekti. Müşrikleri
mahveden rüzgâr oraya gelince sakinleşip bahar
rüzgârı gibi latif esti. Kim o hattan hariçte
kalmışsa, hepsini havaya kaldırıp parça parça
etmiştir.
Kasırga rüzgârı Hud AS. Ve ümmetine
nasıl hafif gelmişse; ecel fırtınası da, ariflere
latif ve hoş gelir. Din ehlini şehvet ateşi yakmaz.
Bakileri ise cehennemin dibine kadar götürür.
Ferman-ı İlahi erişince toprak da Karun’u altını
ve tahdı ile içine çekip helak etti. Su ve çamur
da Hz. İsa’nın nefesiyle bir kuş oldu ve kanat
açıp uçtu.
- Allah onları hiçbir rahmete erdirmeyecek
diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı? Girin
cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz
üzüleceksiniz!” diye Hak iman sahiplerine müjde
verdi. (Araf Suresi 59 Ayet)
KUR'AN
HAKKIN MÜMİNLERE VERDİĞİ SÖZLERİ BİZE NAKLEDER
İmanı olup şüphe etmeyenler (Dağlara, "kalk
denize atıl" deseler) olacaktır. Duada iman
ederek her ne dilerseniz alacaksınız.
- “İman etmiş gibi görünüp iman
sahibi olmayandan, imansız iken sonradan nadim
olup iman eden çok daha üstündür. Yani, ibadet
ettiği, amel ettiği halde imanı olmayandan ibadetsiz
ve amelsiz olduğu halde iman eden daha üstündür.”
Hz İSA
- Cenabı Allah’ın kulunu hor görüp
saldıranlar kendilerini perişan eder. Fakat Hak
kulundan Ah! alanlar toz olur.
- Çağırılanlar çoktur, seçilenler
azdır.
- Devletin hakkını devlete ödeyin.
C. Allah'ın hakkını Allah'a. Dünyanın hakkını
dünyaya, Ahiretin hakkını Ahirete ödeyin.
- Ey peygamber-i Ekber Muhammedi
de ki;
"Ey mülkün asıl sahibi olan Allah'ın! Sen
mülkü ve saltanatı dilediğine verirsin. Yine mülkü
ve saltanatı dilediğinden alırsın. Dilediğini
AZİZ kılarsın, dilediğini zelil ve hakir edersin.
Herhalde HAYIR sende ve yaptığın iştedir. Sen
hakikaten herşeye, yani vermeye de almaya da yükseltmeye
de alçaltmaya da KADİRSİN. (Ali İmran Suresi 26.
Ayet)
- Yusuf Peygamber (SAV) buyurdu
ki,
"Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis,
daima ve şiddetle kötülüğü emreder. Meğer ki ALLAH'ın
rahmetli, insanın yardımcısı ve muhafızı olsun."
(Yusuf suresi 53. Ayet)
- Put kırmak (yani şunu bunu kendimize
ilah tayin etmekten vazgeçmek) iyiden iyiye kolaydır.
Lakin nefsi kolay birşey sanmak, büyük CEHALETTİR.
Nefsin biçim ve şeklini görmek istiyorsan 7 kapılı
cehennemin tarifini oku.
- CEHENNEM, şeytana uyanların MUTLAKA
girecekleri yerdir.
- Amellerinizi İPTAL etmeyiniz.
Başladığınız işleri bırakmayınız.
- AKILLI kimse, velev ki kuyu dibi olsun tenha
bir yere çekilir. Çünkü yalnızlık kalbi sakinleştirir,
selamet buldurur. Tenha bir yerde Hak ile olmak
arzusu ile oruçlu olarak oturan kimsenin ibadetine
İTİKAF denir.
- Tavaf edenler, İTİKAF a girenler,
rüku ve sücud ile ibadet eyleyenler (yani namaz
kılanlar) için evimi (yani beytullahı-camileri-bedenleri)
temizleyin diye İBRAHİM AS ve İSMAİL AS. ile AHDETTİK.
(Bakara suresi 125. Ayet)
- Kafirler ve münafıklar (iki yüzlüler)
ile mücadele et. Onlara karşı nezaket değil şiddet
ve huşumet göster. (Tahrim suresi 9. Ayet)
- Şunu bilin ki dertli olan mana
kokusu alır. Her kim çok uyanıksa, çok dertlidir.
Her kim daha ziyade VAKIFSA yüzü daha ziyade sararmıştır.
(Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) buyurdu ki;
"Hiç bir peygambere bana olduğu kadar eziyet
edilmedi." Peygamber-i Ekber en çok dert
ve meşakkat çektiği için en irfan sahibi olmuştur.
Keza en çok korku çeken, Allah'a en fazla marifet
hasıl eyleyendir. Allah'ı en ziyade bilen Hz.
Muhammed (SAV)dır. En çok korkan da yine O'dur.
Eğer ayaklarını bağlı olduğunu, sana işkence yapmak
için yanı başında sultanın zaptiyelerinin oturduğunu
görüyorsan ACİZLERE nasıl çavuşluk taslarsın?
- FACİRLERİN amel defteri SİCCİN
denilen (CEHENNEM) yerdedir. Keza EBRAR ın, iyi
amel sahiplerinin defteri İLLİYİN (CENNET) denilen
yerdedir.
(Mutaffifin suresi Ayet 7)
Kafirler, siccin cinsinden oldukları için dünya
siccininden yani zindanından hoşlandılar ve ona
yaklaştılar.
Peygamberlerimiz efendilerimiz ise İLLİYİN cinsinden
oldukları için can ve gönül cennetlerine hasret
çekip insanlara bunu öğrettiler.
- Sevdiğiniz şeylerden İNFAK etmedikçe
(Harcayıp tüketmedikçe, başkalarını nafakalandırmadıkça)
BİRR-Ü HAYRA (Yani hayırlı iyiliklere, salih amellere
sizi kurtuluşa götürecek eylemlere) ve TAKVA ya
katiyyen nail olamazsınız. (Ali İmran Suresi 92.
Ayet)
- Peygamberine itaat eden Allah'a
itaat etmiş olur. (NİSA 80 Ayet) Bunu anlamak
için, iki gözü olduğu halde görüşü bir olan insanın
düşün.
- Resul, Rabbinden kendisine indirilene
inandı. Müminler de hem Rabbine hem Resulüne ...
Hepsi, ALLAH'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine
inandı. Onun elçilerinden hiç birini diğerinden
ayırmayız dediler. Ve dediler ki işittik İTAAT
ettik. Rabbimiz'in bizi bağışlamasını dileriz!
Dönüş sanadır. (Bakara Suresi 285 Ayet)
- Göklerde ve yerde olan herşey
ALLAH'INDIR. Kalbimizde sakladığımızı açıklasanız
da, gizleseniz de ALLAH ondan dolayı sizi MUHASEBE'ye
çekecektir. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğine
GAZAP eder. CENABI HAK HER ŞEYE KADİRdir. (Bakara
Suresi 284 ayet)
- Hz. Muhammed (SAV):
"Siz de, Beni İSRAİL'in dedikleri gibi “İŞİTTİK
VE İSYAN ETTİK” demek mi istiyorsunuz? “İŞİTTİK
VE İTAAT ETTİK” deyin buyurdu. AMENER RESULÜ yani
“ALLAH'IN SÖZÜNÜ İŞİTTİK VE İTAAT ETTİK” dediler.
HAK da bu teslimiyete mükafat olarak şöyle dedi
:
ALLAH BİR NEFSİ, TAHAMMÜL EDEBİLDİĞİNDEN
FAZLA MÜKELLEF KILMAZ. O NEFSİN İYİLİK KAZANCI
LEHİNE KÖTÜLÜK KAZANCI ALEYHİNEDİR."
- Peygamberlerin peygamber olmaları
Allah'ın CC. İlahi hükümlerini bildirme vazifelerinin
AYNI olması yüzünden olduğu için birbirlerinden
FARKLI DEĞİLlerdir. Tefrik edilemezler. Fakat
ALLAH CC. katındaki DERECELERİ FARKLIDIR.
Peygamberler içinden Hz. MUSA'ya Cenabı HAK, KELAM
ile iltifat buyurmuş, bazılarının derece ve mertebelerini
yükseltmiştir. (Bakara Suresi 253 Ayet)
- Kendisine peygamber gönderilmemiş
hiç bir ümmet yoktur. (Fatır Sures 24 Ayet)
- Başıboş bıraktığımız şekilciliklerden
vazgeçersek ve onu riyazatın (ibadetlerin) zorluklarına
katlanarak eritebilirsek, o şekilciliğin ve taassubun
altından define gibi BİRLİĞİ yani TEVHİDİ görebiliriz.
CENABI HAK SÖZ VERİYOR :
“BİZİM YOLUMUZDA MÜCAHEDE EDENLERE ELBETTE DOĞRU
YOLLARIMIZI GÖSTERİRİZ” (Ankebut Suresi 69 Ayet)
Hz. Muhammed (SAV) Mekke’yi zabtettiği gün Kabe-i
Muazzama da şöyle dedi :
"Asıl mücadele yani kendi
nefislerimize karşı mücadele şimdi başlıyor.
-“ ALLAH CC., sizin suretlerinize
ve amellerinize bakmaz, belki kalblerinize ve
niyetlerinize bakar”. Hz. Muhammed (SAV)
- Kur'anın nüzulünden (indirilmesinden)
maksat iyi ahlakı öğrenmektir. Yoksa sadece yazılı
sureyi okumak değildir. (ŞEYH SADİ)
- Sizden evvelkiler, yani Ashab-ı
Kiram, Kur'an ALLAH CC. tarafından kendilerine
gönderilmiş bir emirname bilirlerdi. Gece manasını
düşünürler, gündüz mucibince (yani gerektiği gibi)
amel ederlerdi. Siz ise onu ders yaptınız ve icabına
göre amel et mediniz. İ'rabını ve Mahreclerini
düzeltiyor, sonra da cerre (para veya rızk toplamaya)
çıkıyorsunuz ve Kur'anı şahsi menfaatlerinize
alet ediyorsunuz.
(Peygamberimizin evlatlıği HASAN
BASRİ R.A)
81. Bir salihi salih olduğu için
kabul eden salih karşılığı olacaktır.
82. Çöle ne görmeye çıktınız? Yelin
suladığı kamışı mı? Bir peygamber görmeye mi?
Senin yüzünün önünde habercimi gönderiyorum. Senin
yolunu hazırlayacaktır.
83. DUA
Ey benim Sevgili Allahım! Göğün ve yerin Rabbi,
sen bu şeyleri hikmetlilerden ve akıllılardan
gizlediğin için sana şükrederim. Sana gelen bütün
yorgunların ve yükleri ağır olanların hepsine
rahatlık bahşettiğin için şükrederim. Bizlere
karşı halim ve gufran sahibi olduğun ve yükümüzü
hafiflettiğin için sana şükrederim. Amin
84. İçinde ayrılık olan her ülke
çöl olur. Ve içinde ayrılık şehir ve yahut ev
durmaz.
85. Peygamberiyle beraber olmayan
O’na karşıdır. Beraber devşirmeyen dağılır.
86. Her günah ve küfür insanlara
bağışlanacaktır. Fakat ruha karşı küfür bağışlanmaz.
87. Kim peygamberimize ve Cebrail'e
karşı söylerse ne dünyada ne ahirette bağışlanmaz.
88. İnsanlar söyleyecekleri her boş
söz için Din gününde hesap verecektir.
89. Kötü ve Zina işleyici nesil,
Yunus Peygamber nasıl balığın karnında kaldıysa
yerin bağrında öyle kalacaktır.
90. Cenabı Hakkın iradesine uyanlar
peygamberimizle haşr olacaktır.
91. Hakkın ayetlerini ve melekutun
sularını anlayanlara arttırılacaktır.
92. Yüreği kalınlaşanlar!
İşittikçe işiteceksiniz de anlamayacaksınız.
Gördükçe göreceksiniz de sevmeyeceksiniz.
93. Sizlere ve mutlu nice salih kişiler
o kadar diledikleri halde sizin gördüğünüzü görmedi
ise dinlediğini işitmedi.
Hamur = öğreti demektir.
94. GÖKLERİN MELEKUTUNUN ANAHTARI = Yeryüzünde
bağlayacağınız her şey göklerde bağlanmış olur.
Yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde çözülmüş
olur.
95. Peygamber’in yolundan gitmek
isteyenler kendi çıkar ve emellerini terk etsinler
varlığa sevinmekten yokluğa yerinmekten vazgeçsinler.
Bu yolda çekilebilecek her türlü sıkıntı ve ızdırabı
çileyi göze alsınlar kendi canlarını hiç düşünmesinler.
Çünkü kim yalnız kendi canını kurtarmak isterse
onu kaybedecektir. Kim canını Peygamberine ve
Allah uğruna kaybederse onu bulacaktır. O yüzden
şehitler ebediyen diridir.
İnsan bu dünyayı kazanıp canını kaybederse ne
kar eder? İnsan canına bedel olarak ne verir?
Cenabı Allah melekleriyle herkese kendi işine
göre karşılık verecektir.
96. Ey canlar, içinizde hardal tanesi
kadar imanınız olsa, size hiçbir şey imkansız
olmaz.
97. - BÜYÜK SIR -
(Küçük çocuklar masumdur ve doğa ile zıtlaşmaz.
Bir yılanla veya kedi veya akreple bile oynar.
Çünkü tehlike duygusu yahut ikiyüzlülük henüz
onda hiç yoktur. Büyüklere
karşıda küçüklüğünü bilir.) Bağımlılıkları yahut
alışkanlıkları onların ruhunu esir etmemiştir.
ŞİMDİ EY CANLAR ! Küçük çocuklar gibi olmazsanız
göklerin melekutuna asla giremezsiniz. Kim küçük
bir çocuk gibi olursa, kendini çocuk gibi alçaltır
ve masumlaşırsa ve siz böyle kimseleri Allah rızası
için kabul ederse Allah da onu kulu olarak kabul
eder. Kim C. Hakka iman eden çocuklardan birinin
veya kendini çocuk gibi masum kılmış birinin sürçmesine
sebep olursa cezası Hak indinde çok korkunç olacaktır.
Çocukları ve çocuk gibi masum kimseleri hor görmekten
sakının. Çünkü onların melekleri daima Hak katında
bulunmaktadır .
98. Hak rızası için bir araya gelen
iki kişi varsa üçüncüsü Haktır. Üç kişi varsa
dördüncüsü Haktır.
99. Mümin kardeşlerimiz size karşı
kusur işlerse 7 kere 77 defa bağışlamanız tavsiye
ediliyor. C. Hak da yarın sizi buna göre bağışlayacak.
100. EBEDİ HAYAT İSTEYEN İYİ İNSANLAR
Bu dileğiniz aşağıdaki şartlara uyarsanız kabul
olacaktır
A) Öldürmeyeceksin.
B) Zina etmeyeceksin.
C) Çalmayacaksın.
D) Yalan Şehadet etmeyeceksin.
E) Babana ve anana hürmet edeceksin.
F) Komşunu kendin kadar seveceksin.
G) Kamil olmak istersen malınla fakirlere ihsanda
bulunacaksın ki, göklerde hazinen olur.
H) Dini uğruna anasını babasını kardeşlerini veya
tarlalarını, mallarını bırakanlar Haktan 100 kat
fazlasını alacaktır. 101. Devenin iğne deliğinden
geçmesi zenginin Hakin melekutuna
girmesinden daha kolaydır.
- Erkek ve kadın, iman ehline işkence
yapıp da sonra tövbe etmeyenler için cehennem
azabı vardır. Ve onlar için yanmak azabı muhakkakdır.
(Buruc Suresi 1D. A.)
- Ey müşrikler (Allah'a ortak koşanlar)
siz de, Allah'tan başka taptıklarınız da cehennemin
odunusunuz. Siz oraya gireceksiniz. (Enbiya Suresi
98 A.)
Bu ayetten sonra Peygamberimiz SAV
efendimize en büyük düşmanı şöyle ukalalık etti
:
"Ya Muhammed, sen Allah'tan
başka tapılanların cehennem odunu olduğunu söylüyorsun.
Sonra Hz İsa'nın ruhullah. olduğunu da ifade ediyorsun.
Halbuki Hıristiyanlar İsa'ya tapıyorlar. Şu halde
Hz. İsa'da cehennem odunu olacak demek?"
dedi.
Peygamberimiz Ebu Cehil'e şöyle
cevap verdi; "Sen Arapça’ya yabancıymışsın.
Ayeti kerimede "ibadet ettiğimiz şahıslar"
denilmiyor "taptığımız şeyler" deniliyor"
diye cevap verince Ebu Cehil oradan sıvıştı. Hafız-ı
Şirazi Hz.leri derki :
Aşkın bulunduğu yerde küfrün de
bulunması zaruridir. Ebu Cehil ve Ebu Leheb misalindekiler
olmasa ateş kimi yakacak? Bu herifler, bir çok
mümin yakan bir ateş idiler. Sonunda kendi ateşleri
kendilerini çerçöp gibi yaktı.
KIYAMET HAKKINDA
- Kıyamet, kıyamet nedir? Habibim; kıyametin ne
olduğunu sana ne bildirdi? Birgün ki insanlar
dağılmış gibi olacaktı. Dağlar da atılmış pamuklara
dönecektir. Her kimin iyi amelleri mizanda ağır
basarsa o kimse hoş bir maişet bulacaktır. Her
kimin de mizanı hafif gelirse yanı salih (kurtuluşa
erdiren) ameli eylemi bulunmazsa, onun aslı ve
makamı haviye olacaktır. Haviyenin ne olduğunu
sana ne bildirdi? Gayet şiddetli ateştir. (Kuria
1-11)
Hz. Mevlana Celaleddin'i Rumi (KS)
der ki;
“Ben iş görmek ve halkı inşad etmek
vazifesiyle mükellef olarak dünya hapishanesinde
bulunuyorum. Yoksa zindan nerede, ben neredeyim?
Kimin malını çalmışım ki mahbusum. Havuzdaki sular
orada mahbus olmakla beraber rüzgar anları kurutur
ve aslı olan buluta eriştirir. Nefes alıp vermek
de bizim hayatımızı azar azar cihan mahbesinden
çalar.
Dua, sadaka, zekat, istiğfar, nedamet,
tevhid, ihlas gibi (kelimat-ı tayyibe) uçuşan
kelimeler samimi ise bizden zuhur eder ve ALLAH'ın
bildiği bir yere kadar çıkar. Temiz pak olan nefeslerimiz
bizden bir eser olarak dar-ı bekaya sonsuz kalıcı
hakikat kapısına ulaşır.
Sonra Huda-yı Zülcelal olan Hakkın
rahmeti eseri olarak sözlerimizin mükafatı kat
kat bize gelir.
TESLİMİYET TEVEKKÜL NEDİR? NASIL ANLAŞILMALIDIR?
O gayretli ve imanı kuvvetli kimseler
ki, nasın bazıları demişlerdi : Mekke müşrikleri
(putperestleri) size karşı birleştiler, üstünüze
geliyorlar, onlardan KORKUN. Bu korkunç haber
onların imanını arttırdı. Dediler ki : ALLAH bize
KAFİ dir. Ve bizim için ne güzel bir vekil-dir.
Düşman ne kadar toplu ve zorlu olursa olsun ALLAH
yolunda DÖVÜŞÜRÜZ, muzafferiyetin gerçekleşmesini
o ( NİMEL VEKİL) den bekleriz.” (Ali İmran Suresi
173 Ayet)
Teslimiyetin ilahi tarifi bu ayetle
yapılmıştır. Kibritten döşemeye sıçrayan, döşemeyi
alev sardırdığı halde yangını söndürmeyen ve teslimiyet
içindeyim tevekkelim diye gayret etmeyenin haretevekkeli
değil ahmaklığı gösterir.
İnsan hilelidir, çare bulmaya çalışır
halbuki hilesi kendine tuzak olur. Ruhu ve hayatı
sandığı kimse canının düşmanı çıkar. İnsan kapısını
kapar, lakin düşman içeride olur da farkına varmaz.
Nitekim Firavun, kendi düşmanı olacak Musa AS.mı
sarayında beslemişti. Madem ki bizim gözümüzde
bir çok illet var o halde görüşü Kuran ve peygamber
tavsiyeleri ile düzeltmek mecburiyetindeyiz. Önce
şunu bilmeliyiz. Takdir-i İlahi yanı ALLAH'IN
TAKDİRİNE alacağımız hiçbir tedbir kar etmez.
ALLAH'IN TAKDİRİ ne önceden teslim
olarak tedbirde gayret göstereceğiz. TAKDİRE UYGUN
ise C. ALLAH bizi destekler muvaffak oluruz. Aksi
halde TAKDİR BUYMUŞ diye teslim oluruz. Onun için
GAYRET BİZDEN TEVFİK ALLAH dandır.Gayret ederken
de asla imasızlardan korkmamız ve HAKkı vekil
tayin etmemiz gerekiyor.
Biz Hz. ALLAH’ın ailesi onun süt
isteyen çocukları gibiyiz. Nitekim sevgili Peygamberimiz
(SAV) : "Mahlukat, Allah'ın iyalidir. Halk
içinden Allah'a en sevgili olan da, ailesine,
yani halka en ziyade muhabbet ve menfaati bulunandır."
diyor.
ÇALIŞMAK, KUDRET NİMETİNİN FİİLEN ŞÜKRANINI HAKKA
KARŞI İFA ETMEKTİR. KUDRETE BÖYLE ŞÜKRETMEK KULUN
KUDRETİNİ ARTTIRIR. AKSİ İSE NİMETİ ELİNDEN ÇIKARIR.
(CENABI HAK İBRAHİM SURESİ 7. AYETİNDE "ŞÜKREDECEK
OLURSANIZ BEN DE SİZE VERDİĞİM NİMETLERİ ARTTIRIRIM."
buyurdu.
EĞER TEVVEKKÜL EDECEKSEN AMEL DE
ET. ONDAN SONRA HAKKA TEVEKKÜL ET
“Müşrikler ve din düşmanları olanca
mekirlerini ve hilelerini şiddet ve savlette dağların
yerlerinden kalkmasına bahis alacak derece de
ise de, peygamberlerine olan vaadinde yakın ALLAH'ı
hulf eder sanma. ALLAH HAKİKATEN GALİPTİR VE DÜŞMANLARINDAN
DOSTLARININ İNTİKAMINI ALIR.” (İbrahim Suresi
46-47 A.)
“ZİKRİ HAKİKATEN BİZ İNDİRDİK. ONU ELBET MUTLAKA
MUHAFAZA EDECEK OLAN DA YİNE BİZİZ.”(Hicr Suresi
9 A.)
ECEL HAKKINDA
- Hiç bir nefis, yarın ne kazanacağını
bilmez, hiç bir nefis de
nerede öleceğini bilmez (KURAN)
"Kimden kaçacağız, kendimizden
mi? Ne kadar muhal! Kimden kapacağız, HAK’tan
mı, ne kadar vebal" ALLAH'IN kazası ve kaderi
mutlaka yerini bulur. Mukadder ne ise o olur.
Kazaya karşı durmaya çalışanlar beyhude yorulur.
Böyle olmakla beraber peygamberimiz (SAV)'ın gayretlerini
hatırlayalım. Sahabilerine de. Onlar cefaya katlanarak
ne kadar mücadele ettiler. ALLAH CC.de onların
gayretlerini dürüst ve mükafatlarını sabit kıldı.
Onun için muktedir alabildiğimiz kadar enbiya
ve evliya yolunda onların meslek ve mesailerinde
bulunmaya çalış. Bu çalışma hem maddi hem manevidir.
Peygamberlerin çoğu çalışarak helal nafaka temin
etmiştir. İman ve taat yolunda bir nefes çalışan
hiç kimse ziyan etmez. "Allah sizin imanınızı
ve onun neticesindeki salih amellerinizi zayi
kılmaz" Bakara 143 A.
DÜNYA NEDİR? ALLAHDAN GAFİL OLMAKTIR.
DÜNYA kumaş, gümüş, evlad-ı ıyal değildir. DÜNYA
RUHLARIN HAPİSHANESİ dir. DÜNYA bir takım kayıtlara
BAĞIMLILIK demektir, Hakk’tan bir GAFİL almayan
DÜNYA kaydından kurtulur. Bağımlılıktan kurtulur.
Hür olur. Dünya mal mülk demek değildir. Peygamberimiz
(SAV) Malı Allah rızası için hamil olursan şöyle
buyurdu : "Helal MAL, SALİH bir kimse için
ne iyidir." "NAMAZ KILIN ZEKAT VERİN"
(Bakara 10) diye HAK buyurdu. ZEKAT vermek için
zengin olmak gerekir. Helalinden zengin olmamızı
hem C. ALLAH hem de peygamberimiz istemekte ve
bizi teşvik etmektedir.
Hz. Pir Mevlana Celaleddin Rumi
helal malı, geminin altında suya, haram malı geminin
içinde bulunup onun batmasına sebep olan suya
benzeterek şöyle buyurdu :
"Geminin içine su dolması, onun batmasına
sebep olur. Fakat suyun gemi altında bulunması
ona mesnet teşkil eder."
Zenginliğin en yüksek derecesi kalp
zenginliğidir. Göz tokluğudur. Bunun sebebi Allah'ın
lütuf ve keremine olan samimi itimattır.
Hz. Ali ve Hz. Fatma üç gün oruç tuttular. 1 inci
günün rızkını yetime, sonra esire verdiler.
"Allah muhabbetiyle fakire yetime esire yemek
verirler" (Dehr suresi 98 A.) nazil oldu.
HAK onları övdü.
Malı mülkü kalbinden çıkarmış olduğu
için, Hz. Süleyman AS. kendine fakir dedi. Bu
cihan tamamıyla onun mülkü iken kalb gözü önünde
hiç idi. Bir kalbde dervişlik havası bulunursa
onun sahibi DÜNYA suyu üzerinde durabilir.
ÖLMEDEN EVVEL ÖLÜN sırrı budur.
Abdülkadir Geylani'den bazı
öğütler
Şimdi size gelmiş geçmiş pirlerin piri,
İslam’ın yetiştirdiği en büyük Efendilerin başında
gelen Abdülkadir Geylani'den bazı öğütler anlatacağım.
O’nun bu konuşması M.S. 1150 senesinden yani bundan
839 sene evveline aittir.
“Ey cemaat, egoizmanız, şeytan ve
dünya ile savaşa devam ediniz. Mağlup olma ihtimali
sizi sarsmasın. Allah’ın kudreti sonsuzdur. O’nun
kudretinden yardım isteyiniz. İşin hikmet yarısı
değil kudret tarafını isteyiniz. İsteklerinizi
ve dileklerinizi kendi bilginize değil Hakkın
bilgisine göre ayarlayınız. Arzularınızı dilerken
sır aleminiz ve kalbinizle isteyiniz. Ağızdan
çıkan sözlerin gürültüsüne dalıp onunla talepte
bulunmayınız. Sizin bilginiz dışında kalan ve
gücünüz yetmeyen şeyleri isteyiniz. Onun karşısına
iflas etmiş gibi çıkınız. Yaptığınız iyi işleri
O’na saymayınız. Gücünüzü kuvvetinizi O’na anlatmak
arzusuna kapılmayınız. Hak'ka akıl öğretmek hevesine
kapılmayınız. Hakkın tedbirini bir yana atarak
kendi tedbirlerinizi cahillere beğendirmek sevdasına
kapılmayınız. (Misal : C. Hak size bir çocuk lütfettiyse,
aile programlaması uydurmacası modası var diye
o çocuktan kurtulmaya kalkışmayınız.) Bildiği
ile iş yapmayan cahildir. Kalbiniz temiz içiniz
nurlu olunca Hak'tan size saltanat gelir. Çünkü
sen Hakka layık bir kul oldun. 7 sure Ayet 196
Allah CC. söz veriyor.”
- Salih kulları, Hak idaresi altına
alın. Hak iyilerin dışını ve içini saltanatı altına
alır. Dışlarını da hikmet eliyle terbiye eder.
0 zaman bu kişiler yalnız Hak'tan korkanlar Hak’tan
gayrıdan kaçarlar. Hakla yakınlık kurarlar.
HADİS - Bir kimse, kalbinden istemediği
ve gönülden dilemediği halde ahirete dair işleri
dıştan yaparsa, ismi ve künyesi okunarak gök ehli
tarafından lanetlenir.
Bilgi, Hak erenlerin ağzından alınır. Defter kaşelerinden
değil. Hemen her çeşit bilginin esası, bilgi sahibinin
halinden alınır, sözünden değil. Ey minnete belenen,
eline girenleri şükürle bağla. Yoksa uçar elinden
gider. Asıl ölü, dışı diri de olsa, yaradan namına,
arzuları yönünden ölebilen makbuldür.
Değerinizin artması için doğruluk,
ihlas yani samimiyet ve Hakk’a duyulan sevgi ve
saygı ve Hak'tan ümit etmek ve Hakk’a dönmek gibi
hallere sahip olmanız gerekir. Sizi Hak erenlere
imanınız götürür. Onlara vardığınız zaman huzurlarında
sakin ve hürmetli ve sessiz olun. Onu haline bırakın.
Ve O'nu olduğu gibi kabul edin. Onun önünde susun.
Kötü edeple O'na eziyet etmeyin. Bilmediğin şey
önünde ses çıkarmaman ilimdir. Ve ilminin yetmediği
şeyde, o bilgin kişiye teslim olman, İslamiyet
sayılır. Bilgiyi ve İslamiyet'i o sana belletir.
Yeter ki noksanını bilme irfanına sahip olasın.
İnsanlara ilim, ihlas yani samimiyet
ve amel yanı (Hakka yaraşır eylemler) ile konuş.
Onlar’a amelsiz ilimle konuşma. Çünkü bu konuşma
ne sana ne de başkalarına fayda sağlar.
HADİS - İlim amele uzaktan nida
eder, duyar da cevap verirse, pekala. Aksi halde
göç edip gider.
İlim bereketini alır. Sana yükü
vebali kalır. O kez sen ilmi fitne fesada uğrayan
olursun. Ağaç sende kalır, meyvaları uçar gider.
Allahu Taala’dan kendi katında hal
ve makam vermesini iste. Bunu nasip etmesini iste
ve sen o bulunduğun halin açığa çıkmasını sevmeyesin.
Hak'la aranda olan işlerin dışa çıkmasını etrafça
bilinmesini seversen helakine sebep almış olursun.
Sakın yaptığın işlerde ve bulunduğun manevi halde
kendini görmeyesin, büyüklük satmayasın. Bu hal,
sahibini azdırır. Ve Hakkın rahmet nazarından
uzak kalır. Sözünü kabul ettirmek ve dinletmek
hevesine kapılmayasın. Kendine da etrafına da
zarar verirsin.
Hak tarafından bir nur almadan ve
O'nun kalbinden diline çıkmadan ve işlerini de
On’a göre yürütmeden hiç bir kelam sarfında bulunma.
Sen evinde sofraları hazır etmedin, halkı neyinle
yemeğe çağırıyorsun. Bu işler önce temel ister
sonra üzerine bina.
Kalbin derinliğini kaz ki, oradan
hikmet sözleri kaynasın. Sonra samimiyet sahibi
ol, nefsinle yanı egoizmanla mücadele yap ki iyi
işlerle binan yükselsin. Ondan sonra halkı o köşke
davet edebilirsin.
Hakkın faziletini, fiil ve eylemlere
nasıl hükmettiğini ve tecelli ettiğini görüp idrak
ettikten sonra Hak'tan razı olabilirsin Bir kimseye
manevi hallerden biri geldiğinde Din emirlerini
yerine getirerek o halin gitmesini aşağısını veya
üstünü istemezse ona rıza makamı verilmiş sayılır.
Ve kulluk onun bulunduğu HAL demektir.
İlahi hükme razı olduğunu söylersin
ama bir kuru ot ve kendine has saydığın bir şeref
mevzuunda hemen şeklin itiraza dönüşür.
Hakkın verdiği sözlerden biri de
şöyledir. (3/16D) Eğer Allah yardımcı olursa,
size galip gelen olmaz. (47/7) Hak işlerde yardımcı
olursanız, Allah yardımcınız olur, bu uğurda dizlerinize
kuvvet verir.
Sana gerekli olan, seni bulur, sana
ait olmayan, sana varmaz. Allahu Taala ile ol.
Senin için olanı arama. Başkasına olacak şey,
sinene sıkıntı yağdırmasın. Hak, peygamberine
(SAV) şöyle emretti : "Onlardan bir sınıfa,
fitneye düşürmek için verdiğimiz dünya ziynetlerine
gözlerini dikme" (20/131)
İşlerin en zoru irfan sahibi olduktan
sonra avam tabakası ile oturmak ve onlarla konuşmaktır.
Bir ülkede belli 1000 kadar irfan sahibi olur.
Ama içlerinden ancak biri konuşabilir. 0 da peygamberlerin
gücüne sahiptir. Ona elbet peygamber gücü lazım
olur,çünkü halkın her cinsi ile oturur ve aklı
erenine ermeyenine anlatır. Her çeşit mümin ve
münafıkla oturur konuşur. Bu hal büyük güçlük
getirir. Ama o sabra devam eder. Mahfuz (korunmuş)
olduğu için onların kötülüğü irfan sahibine zarar
vermez. Allahu Taala kötülüğe girmemesi için o
irfan sahibine yardım eder. Çünkü o kullara iyi
şeyleri tebliğ ederken Hakkın emrine uyar. Nefsi
isteği şahsi düşüncesi ve şahsi iradesiyle konuşmaz.
0 konuşmak için manen zorlanır, bu yüzden kötülükten
esirgenir.
İlim ve amel yönünden hıyanete dalanlar
ile o büyükler arasında dağlar vardır. Zahid geçinen
dinden geçinen zavallılar, dünyalık kapmak için
zenginlere daha ne kadar nifak alameti ile boyun
bükeceksiniz? Şu zamanda yaşayan şahlar ve çoğunuz
zulüm çarkını çalıştırmaktasınız ve Allah’ın kullara
verdiği malı gasbetmektesiniz. Allah’ın,münafıkların
(ikiyüzlü riyakarların) saltanatını yık. Zalimlerin
belini kır. Onları yeryüzünden temizle ya da ıslahlarını
kolaylaştır. Amin.
Ey Cemaat! Allah'ın kudretini aciz
görmeyiniz. Sonra küfür ehline katılırsınız. Hükümlere
göre çalışınız. Bu çalışma sizi iyi ilme ulaştırır.
O zaman kudreti görürsünüz. Allah'a yakın olma
halleri Kuran ve sükûnete yapılan amellerin imana
uyma meyvasıdır.
İlmin sahibi elinizden tutup Hakka götürünceye
kadar peygamberiniz (SAV) iç aleminizin sohbet
arkadaşı olur. Ve sizi elinizden tutup "İşte
siz, işte Rabbiniz" der.
Ahdülkadir Geylani Feth-ül
Rabbani
Sayfa 278-288
Kuran-ı Kerimin (59uncu Sure/16 Ayet)
( 7inci Sure/16 Ayet)
(24üncü Sure/61 Ayet)
(17inci Sure/64 Ayet)
(17inci Sure/64 Ayet)
(17inci Sure/27 Ayet)
(Hinci Sure 118-119 Ayet)
(33üncü Sure/38 Ayet)
AYETLERİ
Hz. Mevlâna’nın; Mesnevi, Divanı Kebir, Fihi Ma-fih
isimli kitapları.
Muhiddini Arabi'nin ŞEÇERETÜL KEVN
isimli eseri.
TEVRAT VE İNCİL VE ZEBUR’DA yer
alan Hak öğütleri.
Hz. PİR AHDÜLKADİR GEYLANİ'nin İLAHİ
ARMAĞAN isimli eserlerine ve;
SAHİHİ BUHARİ'de nakledilen Hz.
Muhammed SAV.in hadislerine dayanılarak kardeşlerimiz
için HAZIRLANDI.
HAK Selâmı canlara olsun.
|