-Pirim
Hz. Mevlana'ya ithaf olarak yazan ve hazırlayan
Işık Sükan-
Yedinci Bölüm
İslama girmenin beş şartı vardır.
1. Kelime-i Tevhid
2. Namaz kılmak
3. Zekat vermek
4. Kurban kesmek
5. Hac'a gitmek
İslamdaki bütün bağlantılar ve ibadetler
niyet şartına bağlıdır. Niyet etmeden Kelime-i
Tevhid getirme, niyet etmeden namaz kılmak, niyet
etmeden zekat vermek, niyet etmeden kurban kesmek
ve niyet etmeden Hac'a gitmek yapılan amellerin
din dışı kalmasına sebep olur.
Müslüman olmanın olmazsa olmaz şartı Kelime-i
Tevhid getirmektir. Tevhid'in türkçe karşılığı
birlik ve beraberlik demektir. Cenab'ı Allah'ın
birlik ve beraberlikten neyi anlatmak istediği
Kuran'ı Kerim'in birçok sure ve ayetlerinde tekrar
edilmiştir.
Bu ayetlerden birkaç örnek vermek
istersek;
Fatiha Suresi 4.
Ayet:
Ancak Sana kulluk eder ve
yanlız Senden yardım dileriz.
"İyyake
nabüdü ve iyyake nesteiynü"
Bakara
Suresi 257. Ayet:
Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan
aydınlıklara çıkarır. İnkâr edenlerin ise dostları
azgın putlardır. Onları aydınlıktan karanlıklara
sürükler. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar
orada temelli kalacaklardır.
"Allahü
veliyyülleziyne âmenu yuhricühüm minezzulümati
ilennur velleziyne keferu evliyâühümuttağutü yuhricunehüm
minennuri ilezzulümat ülaike ashabünnar hüm fiyha
halidune."
Ankebut
Suresi 23. Ayet:
Allah'ın
ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenler, işte
onlar Benim rahmetimden ümitlerini kesmiş olanlardır.
İşte can yakıcı azab onlar içindir.
"Velleziyne
keferu biayatillahi ve likâihi ülaike yeisu min
rahmetiy ve ülaike lehüm azabün eliymun."
------------------------------------------------------------
Kulların hepsinin dönüp dolaşacağı
yer, hepiniz bana dödürüleceksiniz ayetiyle ifade
edilmiştir. Celle Celâluhu'nun dağlara taşlara
verdiği ama onların kabul etmediği emaneti insana
vermiştir. O insan ki yaratılmadan önce melekler
tarafından kan dökücü, bozgunluk çıkarıcı olarak
tarif edilmiştir. Cenab'ı Hak meleklere siz bilmezsiniz,
ben bilirim dedikten sonra insanı yaratıp onu
ilimle donattıktan sonra Adem'in bedenine kendi
mübarek ruhunu üflemiş yani insan bedenine kendi
ruhunu üflemek suretiyle tenezzül etmiştir. Şekilden
münezzeh olan kendi ruhundan bir damlayı Adem'in
bedenine emanet olarak tenezzülen bırakmıştır.
Ve ondan sonra bütün meleklere insana secde edin
emrini vermiştir. Ve bütün melekler Adem'e secde
etmiştir. Fakat Allah'ın habibi (sevgilisi) olan
meleklerin öğretmeni Melek'i Taus secdeyi red
etti. Cenab'ı Allah Melek'i Taus'u emrine itaatsizlik
ettiği için huzurundan kovmadı. Çünkü Cenab'ı
Allah en zayıf yaratığına karşı bile son derece
latif, sevgili ve bağışlayıcıdır. Cenab'ı Allah
kendisini ilimlerle donattığı ve onu habibim diye
şereflendirdiği Melek'i Taus'un insan vücudunun
içindeki emaneti tanımamasından dolayı kıskançlığın
kör ettiği habibine küserek onu kovmuştur. Ve
onun inadına devam etmesi ve kıyamete kadar meil
istemesine de izin vermiştir.
İnsan bedenindeki bu emanet daima vatan'ı aslisini,
geldiği vatanı ister. Ve ona kavuşmak için çırpınır.
Bazen ölümü bile göze alacak kadar. İşte ruhun
bu çırpınışı ve Allah'a kavuşma arzusu kesin bir
niyet haline geldiği ve ifadelendirildiği takdirde
Kelime'i Tevhid söylenirse o anda kişi hayatta
olduğu halde bu emanet ile Allah'ın ruhu tevhid
(birleşme) meydana gelir. Ve o kişi mümin olur.
Ve o kişi Allah'ın dostu olarak değerlenir ve
cehennem ona haram olur. İşlediği kusur günahlar
marifet olunur. Allah tarafından affedilir. Bu
insanın başına gelebilecek maddi manevi ilk iyiliktir
( bundan sonraki kademeleri sırayla ilerleyen
derslerde ele alacağız).
Mevlevilerin bütün ayinlerinde geçen “katre
idim (su damlası idim) uman'a (okyanusa) düştüm.”
insandaki ruhun Allah'ın ruhu ile birleşmesini
anlatır.
“Cennet cennet dedikleri
bir kaç köşkle bir kaç huri, isteyene ver sen
onu, bana seni gerek seni”
burada Yunus'un bedenindeki emanetin sahibine
dönme arzusunu ne büyük bir şiddetle ifadelendirdiği
görülüyor.
“Perişan halin oldum
sormadın hal-i perişanım
Gamından derde düştüm kılmadın tedbir-i dermanım
Ne dersin rüzgarım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım”
Burada da Fuzuli'nin Rabbe kavuşma
arzusunu ne kadar ince zarif bir şekilde ifadelendirildiği
görülüyor.
“Bu aşk bir bahri
ummandır
Buna kenar olmaz (sahili yoktur)
Delilim Sırrı Kuran'dır
Bunu bilende ar olmaz”
Sultan Ahmet'in bu muhteşem şiirinde yine aynı
çırpınışlar ifadelendiriliyor.
“İkilik
yok birlik var
Yanlız bunda dirlik var
Yanlız bundadır felah
La ilahe illallah”
Cahit Atasoy
|