-Hazırlayan
Işık Sükan-
Mevlana'dan
İnciler (I)
Hekim hastanın yüzünü görüp
nabzını sayıp, idrarını muayene eder. Hastalığın
arazını ve sebeplerini dinler. Ama hastanın iç
ahvalinden haberdar değilse kördür. Hastanın gönlünü
de anlaması gerekir. Çünkü her odunun kokusu dumanından
meydana çıkar.
*
Dilin tefsiri gerçi pek aydınlatıcıdır,
fakat dile düşmeyen aşk daha aydındır.
*
Ayık olmayan kişinin söylediği
her söz, dilerse tekellüfe düşsün, dilerse haddinden
fazla zarafet satmaya kalkışsın yaraşır söz değildir.
*
Can dedi ki: Beni doyur, çünkü
ben açım. Çabuk ol. Çünkü vakit keskin bir kılıçtır.
*
Dini açık olarak anmak gizli
anmaktan iyidir.
*
Zahiri güzelliğe ait bulunan
aşklar aşk değildir. Onlar nihayet bir ar olur.
*
Bu cihan dağdır. Bizim yaptıklarımız
(amellerimiz) ses. Seslerin aksi gene bize döner.
*
Biri aşk (hakiki aşk) ruhta ve
gözdedir. Her anda goncadan daha olur durur.
*
Aşıklar ferah kadehini güzellerin
elleriyle öldürüldükleri vakit içerler.
*
İyinin, kötünün imtihanı altının
kaynayıp tortusunun üste çıkması içindir.
*
Çocuk (hacamatçının neşterinden)
doktorun iğnesinden titrer durur, esirgeyen ana
ise onun gamından sevinçlidir.
*
Temiz kişilerin kendinden kıyas
tutma. Peygamberler için bizde onlar gibiyiz dediler.
Velileri de kendileri gibi sandılar. Bizde insanız.
Onlar da insan. Onlar körlüklerinden aralarında
uçsuz bucaksız bir fark olduğunu bilmediler.
*
Her iki kamışta bir sulaktan
su içti. Biri bomboş öbürü şekerle doludur.
*
İki çeşit geyik otladı. Birinden
dışkı zuhur etti, öbüründen halis misk.
*
Bu yer; ondan pislik çıkar. O
yer; kâmilinden tanrı nuru olur.
*
Her iki suretin birbirine benzemesi
caizdir. Acı su da tatlı su da berraktır. Tatlı
su ile acı suyun farkını zevk sahibinden başka kim
anlayabilir.
*
Bilgisiz avam sihri mucizeyle
bir zannederek her ikisinin de esası hiledir sanır.
*
Harf kaptır, ondaki mâna su gibidir.
mâna denizi “Ümmül kitab” 'ı kendisinde olan zattır.
*
Dünyada acı ve tatlı deniz var.
Aralarında bir perde var ki birbirlerine taşmaz,
karışmazlar. Fakat şu var ki bu iki denizin her
biri bir asıldan akar. İkisinden de vazgeç, taa
onun aslına kadar yürü.
*
Tanrı kimin ruhunu meheng korsa
ancak o kişi yakini şüpheden ayırt edebilir.
*
Can yolu mutlaka bedeni viran
eder. Onu yıktıktan sonra da ihya eder.
*
Nice insan suratlı şeytan vardır.
Onun için her ele el vermek layık değildir.
*
Aşağılık bir kişi dervişlerin
sözlerini selim kalpli bir kişiyi afsunlamak için
çalar.
*
Hiddet ve şehvet insanı şaşı
yapar. Ruhu doğruluktan ayırır. Garez gelince hüner
örtülür. Gönülden göze yüzlerce perde iner.
*
Ruhlar her gece ten kafesinden
kurtulurlar, ne kimsenin hakimi, ne de kimsenin
mahkumu olmayarak feragate ulaşırlar.
*
Halife Leyla'ya dedi ki:” Sen
Mecnu'nun aşkından perişan olduğu kendini kaybettiği
Leyla mısın? Başka güzellerden daha güzel değilmişsin.”
Leyla, “Sus, çünkü sen Mecnun değilsin” diye cevap
verdi.
*
Uyanık olan daha ziyade uykudadır.
Onun uyanıklığı uykusundan beterdir.
*
Canımız hak ile uyanık olmazsa
uyanıklık bizim için iki dağ arasındaki geçit gibidir.
*
Kuş havadadır. Gölgesi yerde
kuş gibi uçar görünür.
*
Haset yolda gırtlağına sarılırsa
iblisin zulümde ve küfürde çok ileri giderek azması
hasettedir.
Yolda bundan daha güç geçit yoktur. Ne kutludur
o kişi ki yoldaşı haset değildir.
*
Ateş kıvılcımlarıyla kızıl çehreli
görülürse de onun yaptığı işin sonundaki karanlığa
bak.
*
Toprak emindir; Ona ne ekersen
hıyanet görmeksizin onun cinsini toplar devşirirsin.
*
Varlık iddiası hatadır. O'nun
varlığına karşı yok olmak gerekir. Onun huzurunda
varlık mânasız bir şeyden ibarettir.
*
Bu alem sizin canlarınızın hapishanesidir.
Uyanın o tarafa gidin.
*
Akıl ve zekada kemale ermekle
tanrıya varılmaz. Padişahın fazıl ve ihsanı aczini
bilen kişiden başkasını kabul etmez.
*
Hayvana takati derecesinde yük
yüklet. Zayıflara iktidarları nispetinde iş havale
et.
*
Göklerin görünüşte yüksekliği
var. Mâna yönünden yükseklik ise temiz ruhtur. Görünüşe
göre yükseklik cisimlerindir. Fakat mâna huzurunda
cisimler sadece isimden ibarettir.
*
Kudret huzurunda bütün alem mahlukları
iğne önündeki gergef gibi acizdir.
*
Hasret ve figan hastalık zamanındadır.
Hastalık zamanı TAMAMİYLE UYANIKLIK zamanıdır.
(Açıklama: Memeli hayvanlar ve insanlar doğal olarak
üç haldedir. 1) Ya uyurlar 2) Ya uyanıktırlar 3)
Yahut rüya görmektedirler.
Ancak Allah'ı durmadan anan kişiler derin uyanıklık
hali denen dördüncü hali yaşarlar ki bu kişiler
derin uyanıklıkla beraber hayvanlıktan kurtulup
gerçek insan mesavesine yükselirler. Her insanın
uyku ile uyanıklık arasında yakaza hali vardır ki
Allah'ı gizli ve aşikar ananlar için bu yakaza hali
bütün günün zamanını kapsayabilir. İşte buna derin
uyanıklık denir. )
*
Böylece yakinen anlaşıldı ki
hastalık insana akıllılık bahşeder. Kim derin uyanıklığı
yaşamışsa o daha ziyade dertlidir. Çünkü kim işi
daha iyi anlamışsa onun benzi daha sarıdır.
*
Kafirler "Siccin" cinsinde
oldukları için dünya zindanına rahat rahat gelmişleridir.
Peygamberler "illiyyi" cinsinden olduklarından
gönül "illiyyi" 'ne doğru gitmişlerdir.
*
Ey surete tapan! Türü, mânayı
elde etmeye çalış. Çünkü mâna suret tenine kanattır.
Mâna ehliyle düş, kalk ki hem ata ve ihsan elde
edesin hem de feta (yok) olasın.
*
Mübarek olmayan gülme, lanetin
gülmesidir. Ağzını açınca kalbinin karanlığını gösterir.
*
Gönlü hoş olanların muhabbetinden
başka muhabbetlere gönül verme.
*
Gönül, seni, gönül ehlinin diyarına;
ten seni su ve çamur hapsine çeker.
*
Ağah ol (uyanık ol) bir gönüldeşten
gönül gıdasını al. Onunla gönlünü gıdalandır. İkbal
ikbal sahibinden öğrenilir.
*
Bir padişahın meydana çıkışına
haber olmak istersen "Vessemai Zâtül Buruç"
sûresini oku.
*
Kim fena bir adet koyarsa ona
her an lanet yağar durur.
İyiler gittiler, güzel usul ve adetleri kaldı; kötü
adamlardan da zulumler ve lanetler.
*
Kıyamete kadar kötülerin cinsinden
kim vücuda gelse yüzü o kötülüğedir.
*
Tatlı su ile tuzlu su damar damardır.
Halk arasında sûr üfürülünceye kadar birbirine karışmadan
öylece durur. İyilere
tatlı su miras kaldı. O ne mirasıdır? "Evrensel
kitap" mirası.
*
Cüzülerin (parça) yüzü bütüne
doğrudur. Bülbüllerin aşkı güledir.
*
Denizden olan yine denize gider.
*
Putların anası nefsimizin putudur.
Nefis putunun cezasını vermeyince nefis putundan
başka bir put doğdu. Nefis putu yılandı, bu put
ejderhadır.
*
Çok önemli inciler:
---------------------------------------------------------------
Taş ve demir ateşi içlerinde tutarlar. Su onların
ateşine tesir edemez.
*
Irmak suyundan harici ateş söner. Fakat taş ve demirin
içine su giremez.
*
Küpün ve testinin suyu fanidir. Fakat pınarın suyu
daima taze ve bakidir.
*
Ateş ve dumanın aslı demir
ve taştır.
*
Put kırmak kolay, gayet kolaydır.
Fakat nefsi kolay görmek cahilliktir.
*
Nefsin şeklini görmek istersen yedi kapılı cehennemin
kıssasını oku.
*
Nefsin her an bir hilesi vardır.Her hilesinde yüzlerce
firavun.
*
Ateşe gir de ateş içinde gül ve yasemin bulan İbrahim'in
sırlarını gör.
*
Ey Müslümanlar, hepiniz ateşe girin; din lezzetinden
başka her şey azaptan ibarettir.
*
Birisi ağzını eğerek Ahmet (SAV) alayla andı, ağzı
çarpıldı öyle kaldı.
*
Tanrı bir kimsenin ayıbını örtmek isterse o kimse
ayıplı kimselerin ayıpları hakkında ses çıkaramaz
olur.
*
Tanrı yardım etmek dilerse bize yalvarmak ve münacatta
bulunmak meylini verir.
*
Allah için ağlayan göz ne mübarektir. Onun aşkı
ile yanıp kavrulan yürek ne mukaddestir.
*
Nerede göz yaşı dökülürse oraya rahmet nazil olur.
*
Dünyada sebep iplerini sakın ha, sakın ha... Bu
başı dönmüş felekten bilme ki felek gibi bomboş
ve sersem bir halde kalmayasın, akılsızlıktan çıra
gibi yanmayasın.
*
Ey oğul! Eğer gözünü açarsan hilim (yumuşaklık)
suyunun da hışım suyunun da haktan olduğunu görürsün.
*
Ateş, İbrahim'e diş geçiremedi. çünkü tanrı seçilmişiydi.
Din erbabı da şehvet ateşinden yanmaz.
*
İçinde pusu kurmuş olan nefis, kibir ve kin bakımından
bütün düşmanlardan beterdir.
*
Kaderden çekinmekte perişanlık ve kötülük vardır.
Yürü, tevekkül etki tevekkül hepsinden iyidir.
*
Tan yerini ağırtan Tanrı'dan bir zarar gelmemesi
için kulun hak hükmüne karşı ölü gibi olması lazımdır.
*
Tevekkülle beraber sebepleri de göz ardı etmemek
lazımdır.
*
Tanrı'nın işaretlerini canına nakşederek ve o işarete
vefakarlık ederek can verirsen nice sır işaretleri
bahşeyler (açıklar). Senden yükü kaldırır.
*
Tanrı'nın nimetine şükretmeye çalışmak kudrettir.
O'nun verdiği kudrete şükretmek kudretini artırır.
*
Eğer O'nun işaretlerine burun büküyorsan sendeki
bu kadarcık akıl da kaybolur.
*
Şükretmemek uğursuz ve ayıp bir şeydir.
*
Kimden kaçıyoruz. Kendimizden mi? Ne olmayacak şey!
Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak'tan mı? Ne boş zahmet!
*
Bu dünya zindandır. Bizde zindandaki mahpuslarız.
Zindanı del, kendini kurtar!
*
Dünya nedir? Tanrı'dan gafil olmaktır.
*
Ne zaman ki mal mülk sevgisini gönülden çıkartırsınız,
malınız mülkünüz Hz. Süleyman'ın ki kadar olsa yoksul
sıfatını hak kazanırsınız.
*
Bütün dünya ve onun mülkü gözünde hiçbir şey ise
kalbini min-ledün yüceliğinin havası ile doldur.
Ağzını da bağla mühürle.
*
Hadis: Hz. Muhammed SAV "iyi adamın iyi malı
ne güzeldir".
*
Halk, peygamberleri göz bebeği gibi küçük gördü,
göz bebeğinin manen büyüklüğünü kimse algılamadı.
*
Hak'ın arıya öğrettiğini aslan ve ejderha bilemez.
Hak'ın ipek böceğine öğrettiğini o kudretli fil
bilir mi?
Toprağa mansup insan Hak'tan ilim öğrendi ve o bilgi
ile 7. kat arşa kadar bütün alemi aydınlattı.
*
Ey surete tapan, senin manasız canın bir türlü suretten
kurtulamadı gitti.
Eğer insan, suretle insan olsaydı, Hz. Muhammed
ile Ebu Cehil müsavi olurdu.
*
İnsanoğlunun gizli düşmanı çoktur. Tedbir alan kişi
akıllıdır.
*
Danışman insana anlayış ve akıl verir. Akıllarda
akıllara yardım eder.
*
Şu üç şey hakkında ağzını sıkı tut.
1. Gittiğin yol.
2. Paran
3. Mezhebin
Çünkü bu üçünün de düşmanı çoktur. Bunları öğrenen
düşman sana pusu kurar.
*
Ey oğul. Tanrı evinden başkasını kuru kumsal bil
ki o kumsal her zaman ömür suyunu içer ve yok eder.
*
Hakim olan ermişten hikmet iste ki onunla görüşün
artsın, bilici olasın.
*
Hikmet arayan hikmet kaynağı olur.
*
Bilgileri hıfz eden(koruyan) levh(yaprak), bir levhi
mahfuz(korunan) olur.
Akıl ruhtan nasiplenir. Feyiz alır. Önce akıl hoca
iken, sonra akıl sana ortak olur. Akıl; Cebrail
gibi "Ey Ahmet bir adım daha atarsan yanarım!
Sen beni bırak, bundan sonra ileri yürü. Ey can
sultanı! Benim haddim bu kadardır" der.
*
Çalışma yolunda ayağı kırılana derhal burak geldi.
O'na bindi.
*
O sinek; eşek sidiği birikintisinde ki saman çöpünün
üstünde gemi kaptanı gibi başkaldırıp işte şu deniz
derya, üstüne çıktığım da gemi, ben de ehliyetli
rey ve tedbir sahibi bir kaptanım dedi. O sidik
sineğe göre hudutsuz bir derya idi. Batıl tevhilci
de işte o sinek gibidir. O sidik sineğe göre hudutsuzdu.
Sinekte olduğu gibi görecek göz nerede. Onun alemi
kendi görüşü gibi olur. Güzü bu kadardır.
*
Kalemin rüzgardan, kağıdın sudan olursa ne yazarsan
yaz derhal yok olur. Manasız söz su üstünde yazılan
yazıdır.
*
Gizli olan şeyler, zıddıyla meydana çıkar. Hak'ın
zıddı olmadığından gizlidir. Varlık aleminde Hak
nurunun zıddı yoktur ki açıkça görebilesin.
*
Vakitsiz öten horozun başını kesmeli. Ahmağın mazereti
dinlenmez. Ahmağın özrü kabahatinden beter olur.
Cahilin özrü her ilmin zehiridir.
*
Bütün ırmaklara su veren deniz bile çöpü başının
üstünde taşır. Deniz bu kereminden dolayı eksilmez,
ihsanı yüzünden aşağılanmaz.
*
Hasetçinin dostu olanın uğradığı cezayı gör.
*
Kaza gelince bilgi uykuya dalar.
*
Kaza ve kaderi inkar edenin inkarı bil ki kaza ve
kaderdendir.
*
Bize göre her şeyin adı görünüşüne tabidir; nasıl
gözüküyorsa biz ona öyle deriz. Fakat tanrıya göre
her şeyin adı iç yüzündeki hakikate tabidir.
Musa'ya göre sopasının adı asa yaradana göre o sopanın
adı ejderha idi.
*
Tanrı indinde sonumuz ne olacaksa hakikatte adımız
o olmuştur.
*
Tanrı insana akıbetine göre bir ad koyar. Halkın
taktığı ödünç ada göre değil.
*
Kaza, güneşi örten bir buluttur. Kaza ve kader zuhur
edince tuzak görülmez. Eğer kaza, seni gece gibi
sararsa sonunda yine elinden tutacak olan odur;
yüz kere canına kastederse yine sana can veren derdine
derman olan kazadır. Bu kaza yüz kere senin yolunu
kesse de yine senin çadırını göklerin üstüne kurar.
Seni eminlik mülküne götürmek için onun korkutmasını
inayet bil.
*
Tanrı insanın yüzüne simasının "bildirici"
demiştir. Onun için ariflerin gözü simaya dalmış
kalmıştır.
*
Renk ve koku çan gibi haber verir. Eşeğin sesini
kapının sesinden farketmen için her şeyin sesi o
şeyi haber verir.
*
İki kamış aynı gölden su içtiler. Biri şeker kamışı
oldu, öbürü bir işe yaramaz. İçi boş.
*
Sağlık zıtların sulhüdür; aralarında savaşın başlamasını
ölüm bil.
*
Zalimlerin zulmü karanlık bir kuyudur. Zulümle kuyu
kazan kendi için tuzak hazırlamıştır.
*
Zayıfları sen yardımcısız, kimsesiz sanma, yerde
bir zayıf aman dilerse gökyüzü askerleri birbirlerine
karışırlar.
*
Üstünlükler Hak'tan gelir, hallerin değişmesi de
ondandır.
*
Ey ikbal nöbetine erişen! kendine gel sevinme sen
nöbette mukayyetsin (kayıtlı olmak)hürlük taslama!
*
Bizim nefsimizde cehennemim bir parçasıdır.
*
Nefsi öldürecek ayak da ancak Hak’lın ayağıdır.
*
Asıl aslan, nefisini mağlup edendir.
*
Kimin canı heveslerden arınmışsa derhal tertemiz
tanrı tapusunu tanrı dergahını görür.
Bakara Suresi 115. Ayet: Doğuda Tanrı'nındır batıda.
Şu halde nereye dönerseniz dönün orada Tanrı'nın
yüzü var.)
*
Seni kötülüğe sevk eden vesveselere yoldaş oldukça
"Allah'ın yüzünü nasıl bilebilirsin?
Nuh Suresi 7. Ayet: Ben onları yargılamam için ne
vakit çağırdıysam parmaklarınla kulaklarını tıkadılar.
İnatlarında ısrar ettiler, ululandıkça ululandılar).
*
İnsan gözden ibarettir, geri kalanı deridir. Dostu
gören göze göz derler.
*
İnsan dostu görmedikten sonra kör olsun daha iyi.
*
Bir kişi Hak'tan korkup takva yolunu tuttu mu cin
olsun insan olsun onu kim görse korkar.
*
Ekmek sofrada durduğu müddetçe cansızdır. Fakat
insan vücudunda neşeli ruh kesilir.
*
Adem (A.S.) "Rabbenâ zalemnâ" diye hatayı
kendinde bildi, iblis "Bimâ agueyteni"
diye suçu Tanrı'ya yükledi. Adem suçu kendine atfettiğinden
Tanrı'nın ihsanına nail oldu. Adem tövbe ettikten
sonra Tanrı "Ey Adem o suçu, o mihnetleri sende
ben yaratmadım mı? O benim takdirim, benim kazam
değil miydi; özür dilerken tövbe ederken niye onu
gizledin. "dedi. Adem "korktum edebi terk
edemedim" deyince Tanrı onun için ben de seni
kayırdım dedi.
*
Hürmet eden hürmet görür. Temiz şeyler, temizler
içindir.
*
Sözün faydası yoksa söyleme varsa itirazı bırakıp
şükret.
*
Sel denize kavuştu deniz oldu. Tane ekinliğe vardı
ekin oldu.
*
Ne mutlu o adama ki kendinden kurtulmuştur.
*
Yazık o diriye ki ölü ile oturmuş ölmüş hayatını
kaybetmiştir.
*
Tanrı Kuran'ına kaçar sığınırsan peygamberlerin
ruhlarına karışırsın.
*
Peygamberleri, velileri görmüşsün. Onlara inanmadıktan
sonra ne fayda.
*
Cenâb'ı Hak'ın kahrına da hakkıyla aşıkım, lütfüna
da. Ne şaşılacak şey ki ben bu iki zıtta da gönül
vermişim.
*
Bir söz bir âlemi yıkar bir söz ölmüş tilkileri
aslan eder.
*
Sabreden göklerin üstüne yükselir; helva yiyen ise
geriler kalır!
*
Gönül sahibi olan kişi apaçık öldürücü bir zehir
yese bile ona ziyan gelmez.
*
Sende Nemrut'luk varsa ateşe atılma, atılacaksan
önce İbrahim ol.
*
Kâmil toprağı tutsa altın olur; avam altını ele
alsa toz toprak kesilir.
*
Ey yaya olduğu halde süvari ile yarışa girişen nasılsa
onu geçemezsin, iyisimi dur.
*
Yemek yemek nükte söylemek kâmile helaldir. Sen
kâmil değilsen sukut et, lakırtı söylemeyi öğreninceye
kadar dudağını yum.
*
Evlere kapılarından girin. Rızkları sebeplerine
teşebbüs ederek arayın.
*
Tanrı yarattığını eşsiz örneksiz olarak yaratır.
*
Adem yeryüzüne ağlamak için, daima feryat etmek,
inlemek, mahsun olmak için gelmiştir. Eğer sen Ademoğluysan
onun gibi özür dile, onun yolundan yürü.
*
Nur ve kemali arttıran lokma helal kazançtan elde
edilen lokmadır. İlim ve hikmet helal lokmadan doğar.
*
Bir lokmadan hasete uğrar tuzağa düşersen, bir lokmadan
bilgisizlik ve gaflet meydana gelirse sen o lokmayı
haram bil.
*
Ağızdan bir kere çıkan söz bil ki yaydan fırlayan
ok gibidir. Velilerde Tanrı'dan öyle bir kudret
vardır ki atılmış oku yoldan geri çevirirler.
*
Veliler hatırlatma ve unutturmaya kadirdirler. Herkesin
gönlüne hakimdirler.
*
Siz yüce kişileri alaya aldınız, bundan bir şey
çıkmaz sandınız ama Kuran'da "Enseyküm"
âyetini bir okuyun. (Bakara 106. ayet)
*
Mademki halkın unutması ve hatırlaması onun elindedir,
imdatlarına da o erişir.
*
Hünerler ve huylar kıyamet günü çeyiz gibi sahibine
gelir.
*
Ey dil, sen hem bitmez tükenmez bir hazinesin; hem
dermanı olmayan bir dertsin.
*
Ben varlığı yoklukta buldum, onun için varlığı yokluğa
feda ettim.
*
Kimi aşık görürsen bil ki maşuktur.
*
Ey aşık, aşıkların hayatı ölümdedir. Gönlü gönül
vermeden başka bir surette bulamazsın.
*
Ben öyle bir aşka gark olmuşum ki evvel gelenlerin
aşkları da benim bu aşkıma batmış yok olmuştur.
Sonra gelenlerin aşkları da!
*
Hadis: "Sa'd çok kıskançtır, ben Sa'd 'dan
daha kıskancım, Tanrı ise benden de kıskançtır.
Kıskançlığından dolayı görünür görünmez bütün kötülükleri
haram etmiştir."
*
Hak kıskançlıkta bütün alemden ileri gittiği içindir
ki bütün alem kıskanç oldu.
*
Bir kimseye padişahın elini öpmek fırsatı düşer
de o ayağını öperse bu suçtur.
*
Padişah, birisi yüzünü gördükten sonra başkasına
meyil ederse kıskanır.
*
Erkek, kadın kaydı kalkıp bir olunca o bir sensin.
Birileri de aradan kalkınca kalan yalnız sensin.
*
Keder ve neşe'ye bağlanmış olan; bu iki ariyet vasıfla
yaşar.
*
Ey avama karşı da havasa karşı da nağme ve terennümde
bulunan! Benim gibi ol ki kurtulasın.
*
Kim güzelliğini mezada çıkarırsa ona yüzlerce kötü
kaza yüz gösterir. Düşmanların kem gözleri, kin
ve gayızları ve hasetleri kovalardan boşalır gibi
başına boşalır. Düşmanlar kıskançlıklarından onu
parça parça ederler. Dostlar da ömrünü heva ve hevesle
ziyan eder.
*
Tanrı'nın lütfuna sığınmak gerek ki su ve ateş bile
senin askerin olur.
*
Dünyanın lütfetmesi ve yaltaklanması hoş bir lokmadır.
ama az ye. Çünkü ateşten bir lokmadır.
*
Övülmenin tesiri şekerin tesirine benzer. Gizli
tesir eder. Bir müddet sonra vücutta deşilmesi icap
eden bir çıban çıkarır.
*
Elinden geldiğinde kul ol. Sultan olma! Top gibi
zahmet çekici ol.
*
Gül olmayan yerden gül kokusu geldiği gördün mü?
Koku sana kılavuz ve rehberdir. Seni ta ebedi cennete
ve Kevser ırmağına götürür.
*
Koku göze ilaçtır. Nurunu artırır. Kötü koku gözü
karartır.
*
Baharların tesiri ile taş yeşerir mi? Toprak ol
ki renk renk çiçekler bitiresin.
*
Sivrisinekten tut da file kadar bütün mahlukat Tanrı
ailesidir. Hak ta aile reisi.
*
Bil ki her hastalık ölümden bir parçadır. Çaresi
varsa ölümün bir cüzünü kendinden kov.
*
Hastalık sana tatlı geliyorsa bil ki Tanrı ölümü
de sana tatlılaştırır.
*
Hastalık ölümün elçisidir. Ölümün elçisinden yüz
çevirme.
*
Gençken daha kanaatkardın. Şimdi altın istiyorsun.
Halbuki sen önceden altındın.
*
Eşlerin birbirine benzemesi lazım. Ayakkabı ve mestin
çiftlerine bir bak. Bir teki ayağa biraz dar gelse
ikisi de bir işe yaramaz.
*
Peygamber "Kanaat nedir? Hazinedir" dedi.
Sen ise hazineyi mihnet ve meşakkatten ayırt edemiyorsun.
*
Akıl insanlara ayak kösteği olursa o akıl, akıl
değildir. Yılan ve akreptir.
*
Mal ve para baştaki külah gibidir. Külaha sığınan
keldir.
*
Zengin kulağına kadar ayıp içersine dalmıştır; fakat
malı ayıbını örter.
*
Yoksul halis altın gibi sevilse yine kumaşı dükkana
yol bulmaz, yani sözünü kimse dinlemez.
*
Tamahkar tamahı yüzünden zenginin ayıbını görmez.
Aşağılık kişi, yükseğin düşmanıdır.
*
Peygamber dedi ki: "Kadınlar; akıllı kişilere
gönül ehli olanlara fazlasıyla galip olurlar. Fakat
cahiller kadına galebe ederler." Çünkü onlar
sert ve kabadır. Onlarda acıma, lütfetme, sevme
azdır. Çünkü yaratılışlarında hayvanlık üstündür.
*
Kadın Hak nurudur. Sevgili değil. Sanki yaratıcıdır,
yaratılmış değil!
*
Aklımız kafayla ayağı fark etmesin diye kaza geldi
mi gözümüzü örtüyor.
*
Kalp (imitasyon) altının rengi, halis altından on
derece daha parlak olsa ateşe girince yüzü kara
bir hale gelir.
*
Varlık, yokluktan feryat etmemiştir. Yokluk varlığı
kendinden uzaklaştırmış, gidermiştir.
*
Görünüşte yokluk seni kendine çağırmaktadır. Ama,
içinden seni reddetmektedir. Bu işler kovalayanı
yanıltmak için ata çakılan ters nallardır; Ey saf
kişi! Firavun'un Musa'dan nefretini sen Musa'dan
bil!
*
Hayvanlık mertebesi, nasıl insana esir ve mağlupsa
insan mertebesi de Tanrı velilerinin elinde hayvan
gibi mağlup olduğunu anlar. Ey yoksul!
*
Temiz ruha zarar vermenin imkanı yoktur.Böyle bir
ruha sahip olanlara kimse galip gelemez. Tanrı ruhu
kafirlere mağlup olmaz. Onların gönüllerine kimse
muzaffer olamaz. Sedefe zarar gelir, inciye gelmez.
*
Sana diz çökmeyi öğrettikleri ve seni bu çeşit diz
çökmekten korkuttukları vakit yani bela gelmeden
diz çök.
*
Cehennemlikler, cennetlikler bir dükkanda otururlar.
Aralarında bir perde vardır karışmazlar. Nar ehli
ile nur ehli görünüşte karışıktır ama aralarına
kaf dağı çekilmiştir. Eğer bir kişiye mezarda mühlet
verirlerse mutlaka mahşer günü azap ederler.
*
Alelade otlar iki ay içinde yetişir. Ama kırmızı
gül ancak bir yılda.
*
İkbal sahiplerinin dostluğu kimya gibidir. Onların
nazarına benzeyen kimya nerede.
*
Cilalı ve tozsuz ayna arayan güzeller gibi, cömertlikte
yoksul ve zayıf kişileri arar.
*
Mademki yoksul cömertliğin aynasıdır, iyi bil ki
ağızdan çıkan nefes aynayı buğulandırır. Bunda dolayı
Hak "Vedduha" suresinde "Ey Muhammed
yoksula bağırma buyurdu. (93. Sure 10. Ayet)
*
Piri bul ki, pirsiz bu yolculukta pek büyük âfetler,
korkular, tehlikeler vardır.
Bildiğin ve defalarca gittiğin yolda bile kılavuz
olmazsa şaşırırsın.
Kendine gel! Hiç görmediğin o yolda yalnız gitme.
Sakın yol göstericinden baş çevirme.
*
Peygamber Ali'ye dedi ki! "Ey Ali" Tanrı
aslanısın, korkmazsın yüreklisin. Fakat aslanlığına
güvenme. Ümit ağacının gölgesine sığın. Yani akıllı
bir kişinin gölgesine gir.
Ya Ali, Sen Tanrı yolundaki ibadetler içinde Tanrı'ya
ulaşmış kişinin gölgesine sığın. Akıllı bir kişinin
gölgesine kaç ki gizli savaşan düşmanından kurtulasın.
Bu senin için bütün ibadetlerden iyidir. Böylece
yolda ilerlemiş olanların hepsini geçer, hepsinden
ileri olursun.
*
Bir pir ele geçirdin mi teslim ol. Musa gibi Hızır'ın
hükmüne girip yürü.
Hızır'ın yaptığı işlere sabret ki Hızır "haydi
git ayrılık geldi" demesin. Mademki onun eline
"kendi elimdir" dedi. "Ye dullahi
fevka eydihim" hükmünü verdi. Şu halde tanrı
eli, onu öldürse de yine diriltir. Hatta diriltmek
ne ki? Ona ebedi hayat verir.
*
Piri seçip ona teslim oldun mu tahammülsüz olma.
Her zahmete, her meşakkate kızar, kinlenirsen cilalanmadan
nasıl ayna olacaksın.
*
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneşte tabidir
bulutta.
*
Tanrıyı ululamak, yüceltmek nasıl olur? Kendi varlığını
horlamak toprak mesavesinde tutmakla.
*
Bütün bozuk düzen işler bütün bu perişanlıklar ikilikten
meydana çıkıyor.
*
Ruh şimdiden kalıba yoldaş olmuştur. Kalıbın işi
ruhu korumaktır (tıpkı köpekte bir zaman için kapıyı
korur)
*
Hamı ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, nifaktan
ne kurtarabilir.
*
Akıllı o kişidir ki çekinilen beladan dostların
ölümünden ibret alır.
*
Ey ulu kişi dostları görmeye eli boş gitmek değirmene
buğdaysız gitmeye benzer.
*
Varlığın aynası nedir? Yokluk. Ahmak değilsen yokluğu
seç.
*
Kasırga bir çok ağaçları kökünden sökerse de alçacık
bir ota ihsanda bulunur.
*
Suda çörçöpün oynaması suyun dalgalanmasındandır.
*
Ey gökyüzünün askerleri, benim kullarım! Şükredin
ki şehvetten ve cinsi temayülden kurtulmuşsunuz.
Sizdeki masumiyet benim korumamın aksindendir. Masumiyeti
benden bilin kendinizden değil.
*
Kendinize gelin. Tanrı gayreti pusudan çıkmaya görsün,
baş aşağı yerin dibine gidersiniz.
*
Tanrı sarhoşundan başka bütün halk çocuktur. Heva
hevesinden kurtulmuş kişiden başka bali yoktur.
*
Gönül ehlinin ilimleri kendilerini taşır. Ten ehlinin
ilimleri ise kendilerine yüktür.
*
Tanrı vasıtasız olarak verilmeyen ilim, gelini süsleyen
kadının makyajı gibidir.
*
Kürt olarak yattık sırrını
bil, Arap olarak sabahladık sırrını oku.
"Kürt olarak akşamladım Arap olarak kalktım"
bu sözü Tâc-al Ârifîn Abû-al Vefa-yı Kürdî söylemiştir.
Hicrî 501 vefat eden bu zat rivayete göre okuma
yazma bilmezmiş.
*
Peygamber dedi ki; Bir parmağını
gözünün üstüne koydun mu dünyayı güneşsiz görürsün.
Bir parmak bile güneşe perde oluyor. İşte bu padişahın
ayıp örtücülüğüne (Settâr) alâmettir.
*
Musa'nın elindeki sopa nasıl Musa'ya
tabi ise beş duyu ve el ayakta apaçık gönlün emrine
tabidir.
Gönül acaba Süleyman mührünü mü ele geçirdi? Gönül
madem ki bu kadar yüce, sen de bir Süleymansın.
Parmağındaki saltanat yüzüğü ile perilere şeytanlara
hükmet. *
Şeytan elindeki yüzüğü alırsa
padişahlık bitti.
Bahtın öldü demektir. Eğer iş böyle olursa bundan
böyle kıyamete kadar ancak "Ah hasretlik"
der durursun.
(Kuranın 56. Sûresi olan Vakaa Sûresinde halk üçe
ayrılmıştır. Meymenetliler, meymenetsizler ve tahtlarda
oturanlar)
*
Yedi endam manası: İki el, iki
ayak, baş, gövde ve arkaya yedi endam denir.
Beş zahiri duygu dışarıda gönlün esiri, beş batini
duygu içeride gönlün memuru. Bundan başka yedi endam.
Daha dille söylenmeyecek kadar çok kuvvetler gönlün
emrindedir. Saltanatta hileye sapmazsan şeytan senin
parmağındaki mührü alamaz.
*
Damarda kötü yara olursa oraya
kötü ilaç konur, eşeğin başına köpeğin dişi layıktır.
Başkası "habis olan şeyler habis içindir"
hükmü bir hikmettir. Çirkine münasip olan çirkin
eştir.
Nur istersen nura istidat kazan.
Harap zindandan kurtulmaya bir yol istersen secde
et, sevgiliye yaklaş!
Ümit ve korku Tanrı'dan çekinme perdesinin ardındaki
beslenip yetişsin (olgunlaşsın) diye bulunmaktadır.
Ümit ve korku perdesini yırttın mı gayb bütün şaşası
ile meydana çıkar. Gayb'da olan meydana çıktı mı
kuruntu geçer.
*
Gerçi bir şeyin hakikatini açıklamak
esasen olgunluktur ve canları kuruntudan kurtarır.
Fakat gayba iman görünen şeye nispetle yüz defa
daha faziletlidir. Bunu iyice bil de şüphe ve tereddütten
kurtul.
*
Kul efendisinin huzurunda değilken
de itaatten çıkmazsa bu kulluk iyi ve hoştur.
*
İnsana bela üç şeytan vardır.
Heva, heves ve nefis.
(67. Sûre Ayet 3)
"Tanrı öyle bir Tanrıdır ki yedi kat gökleri
birbirine uygun olarak yaratmıştır. Yarattığında
bir aykırılık göremezsin. Gözünü tekrar çevir, bir
daha bak, bir yarık görebilir misin?
*
Kulluk ve iman şimdi makbuldür.
Ama ölümden sonra her şey meydana çıkınca inanmak
bir işe yaramaz.
Öğüt: Kardeş, sözden el çek ki bizzat Tanrı sende
Ledün İlmini meydana çıkarsın.
3. Sûre Al-i İmran Ayet 38
35. Sûre Fâtır Ayet 1
18. Sûre Kehf Ayet 110
20. Tâhâ Sûre Ayet 5
23. Sûre Mümin Ayet 11
11. Sûre Hûd Ayet 56
34. Sûre Sebee'
*
Din ehlini kin ehlinden ayırt
et, Hakla oturanı ara onunla otur.
*
Yangın Tanrı âlametlerindendir.
Sizin hasislik ateşinizden bir şuledir. Yangını
söndürmek isterseniz suyu bırakın, yoksullara
ekmek dağıtın.
Adet olduğu için yoksullara ekmek verdiniz. Tanrı
için eli açık olmadınız. Tanrıya dua etmek için
değil, Tanrıdan çekinmek için değil. O yüzden
ortaya yangın çıktı.
Örnek: Hz. Ali bir müşrikle onu dine davet etmek
için savaşıp yendi. Müşriki öldüreceği sırada
adam Ali'nin yüzüne tükürüp küfretti. O zaman
Ali kılıcını indirdi. Asıl müşrik mağlubiyete
katlanamadığı için beni öldür diye yalvardıysa
da Ali artık seni öldüremem, ben seninle Allah
için gaza ediyordum. ama suratıma tükürüp bana
küfredince senden öfkelendim. Seni öldürürsem
Allah için olmayacak. Nefsim için olacak. O zaman
bu cinayet olur dedi. Bunun üzerine adam dine
girdi.
*
Ey can, yedi yıldız; ana karnına
düşen her çocuğa muayyen müddetlerle ve nöbetle
terbiye eder.
Açıklama:
Eskilerce yedi kat gökte bulunan
yedi yıldızın herbiri çocuğu ana karnına düştüğü
andan itibaren birer ay terbiye eder yetiştirirler.
Dördüncü ay sıra güneşe gelince çocuk canlanır.
Yedinci aydan sonra tekrar Zuhal terbiye eder.
Dokuzuncu ayda çocuk Müşteri (Jüpiter) tesiri
altında doğar. Eskiden yıldızların dünyaya ve
dünyadakilere tesir ettikleri kabul edilirdi.
Alemin merkezi olan arzın etrafında sırasıyla
Kamer, Utarid, Merih, Şems, Zühre, Müşteri ve
Zuhal vardır.
Ceninin canlanma vakti gelince ana
yardım eden güneştir. Güneş ona derhal can bağışlar.
Cenine güneş doğmadıkça güneşin nuru ona vurmadıkça
öbür yıldızların tesiriyle canlanmaz. Onlar ancak
suretine hizmet ederler. Bizim duygumuzdan gizli
olan bir yoldan gökyüzündeki güneşe nice yollar
vardır.
*
Kur'an da Peygambere "Biz seni
şahit olarak gönderdik" denmiştir. Çünkü
o hür oğlu hürdür.
Açıklama:
"Kim Tanrı için sever, Tanrı
için buz eder (kızmak, kızgınlık), birisine Tanrı
için verir, Tanrı için vermezse şüphe yok ki imanı
kemâl bulmuştur. "Ey peygamber, biz seni
şahit, muştucu (müjdeleyici), korkutucu, Tanrı
izniyle halkı ona çağırıcı ve aydınlık verir bir
çırağı (meşale) olarak gönderdik. (33. Sure Ayet
45-46)
*
Eğer Tanrı kendi yaptığı
işe itiraz ederse bu itiraz yüzünden bağlar bahçeler
yeşertir. Ulu kişi "hiç bir ayeti değiştirmedik
ki ardından daha hayırlısını getirmeyelim"
remzini bil.
*
Beyaz ekmek için yüz
suyu döktüğünden dolayı söğüt ağacı gibi meyven
yok.
*
Yürü kork ve kötüleri
az kına; takdirin hüküm tuzağına karşı aczini
bil.
*
Adem Peygamber, şaki
olan İblise kendini beğenip, kendini ulu görüp
hor baktı.
Tanrı gayreti bağırdı.
Ey tertemiz adam! Sen gizli sırları bilmiyorsun.
Eğer Tanrı kürkü ters giyerse dağı bile temelinden
söker deyinde Adem "bu hor görüşten tövbe
ettim, bir daha böyle küstahça düşünceye düşmem".
Ey yardım dileyenlerin yardımcısı bize hidayet
ver. Kerem ederek hidayet ettiğin kalbi azdırma.
*
Tanrı'dan başka her
şey batıldır. Asılsızdır. Tanrı'nın ihsanı yağmuru
kesilmeyen bir buluttur.
*
Ölümsüzlük ölümü bize
helal olmuştur. Azıksızlık azığı bize rızk ve
nimettir.
*
Ölümün dış görünüşü
ölüm, iç yüzü diriliktir. Ölümün görünüşte sonu
yoktur. Hakikatte ise ebediliktir.
*
Peygamber Mekke'yi fethe
uğraştı diye nasıl olurda dünya sevgisi ile itham
olur.
*
Yazıklar olsun bir buğday
tanesi Adem Peygamberin güneşinin tutulmasına,
arzın güneşle ay arasına girmesine dolunayın kararmasına
sebep oldu.
*
Ekmek manevi olursa
yenmesinde fayda var. Fakat bildiğimiz ekmeğin
faydası yok. Kalbi daraltıyor.
|